(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2019/5667 E. , 2019/7023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/208 Esas - 2010/739 Karar sayılı ilamı ile adlarına tesciline karar verilen 103 ada 5 parsel ile eski 554 (yeni 103 ada 1) parsel sayılı taşınmazların bitişiğinde yer alan 10-11 dönümlük taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca adlarına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine ise davanın reddi ile birlikte karşı tescil talebinde bulunmuştur.
Mahkemece; Tatvan Tapulama Mahkemesinin 1982/8 Esas - 1983/53 Karar sayılı dosyası ile dava konusu yerin orman sahası olarak tapulama harici bırakıldığı gerekçesiyle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 21/03/1978 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz dağlık taşlık olması sebebiyle tespit harici bırakılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda kesin hüküm 303. maddede ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup buna göre; bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
Dosya içerisinde bulunan ve mahkemece kesin hüküm olarak değerlendirilen Tatvan Tapulama Mahkemesinin 1982/8 Esas - 1983/53 Karar sayılı onaylı ilam örneğinin incelenmesinden, davanın dava dışı kişiler tarafından tespit malikine karşı açıldığı, eldeki davada ise davacı ve davalı tarafların aynı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle önceki kararın bu dava açısından kesin hüküm ya da derdestlik oluşturmasından söz edilemez.
Hal böyle olunca, Tatvan Tapulama Mahkemesinin 1982/8 Esas - 1983/53 Karar sayılı dosyasının iş bu dava açısından kesin hüküm ya da derdestlik oluşturmayacağı, güçlü delil niteliğinde olduğu hususları gözetilerek, Tatvan Tapulama Mahkemesinin 1982/8 Esas - 1983/53 Karar sayılı dosyasının ve Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/208 Esas - 2010/739 Karar sayılı dosyasının kararlarına esas bilirkişi raporlarına ekli krokileri ile temyize konu dosyadaki davalı alanın krokilerinin birbirleri ile çakıştırılması suretiyle davaya konu kısmın söz konusu dosyalardaki yer ile aynı yer olup olmadığının açıklayıcı krokili olarak belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçelerle ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/12/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.