Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1750
Karar No: 2017/1330
Karar Tarihi: 27.03.2017

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/1750 Esas 2017/1330 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2016/1750 E.  ,  2017/1330 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti, teminat mektubunun iadesi, haksız fesih nedeniyle uğranılan zarar ve yapılan iş nedeniyle alacak istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Davacı, taraflar arasında konusu "Evrenseki Liman Yürüyüş Yolu, Rıhtım ve Taş Duvar Yapımı İşi" olan sözleşme bulunduğunu, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini belirterek sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespitine, teminat mektubunun iadesine, haksız fesih nedeniyle uğranılan zarar ve yapılan iş nedeniyle 100.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesiyle alacak talebini 489.029,13 TL"ye çıkartmış, davalı, Kömürcüler Deresi Taşkın tesisinin ... tarafından Evrenseki Belediyesi"ne devredildiğini, ..."den izin alınmadan tesiste değişiklik yapılamayacağını ancak yapılan bu iş için ..."den izin alınmadığını, Evrenseki Belediyesinin kapanmış olması nedeniyle Manavgat Belediyesi ile yeni devir sözleşmesi yapılması gerektiği ve 15 Mayıs-15 Ekim tarihleri arasında inşaat yasağı olduğundan mücbir sebep ile sözleşmenin feshedildiğini, belediyeye yüklenebilecek kusurun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespitine, 86.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesine, 489.029,13 TL alacağın 08.07.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Dava, TBK 470 ve devamı maddelerde düzenlenen ve konusu Evrenseki Liman Yürüyüş Yolu, Rıhtım ve Taş Duvar Yapımı İşi olan eser sözleşmesine dayalı olarak açılmış sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti, teminat mektubunun iadesi, haksız fesih nedeniyle uğranılan zarar ve yapılan iş nedeniyle alacak davasıdır.
    Davacı tarafından diğer talepler yanında 86.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesi talebinde de bulunulmuş ancak bu talep yönünden peşin harç yatırılmadığı halde, işin
    ./..
    s.2

    15.H.D.
    2016/1750
    2017/1330

    esasına girilerek teminat mektubunun iadesine karar verilmiştir.
    492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre: Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispî esas üzerinden, işlemin nev"i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Değer tâyini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz (16/3. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30"uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). Harçlar Kanunu 28. maddeye göre (1) sayılı tarifede yazılı nispî karar ve ilâm harcının 1/4"ü peşin alınır (28. Md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
    Bu kurallar ışığında somut olaya gelindiğinde; davacının teminat mektubunun iadesi talebi konusu para ile değerlendirilebilen bir dava olduğu ve harç muafiyeti söz konusu olmadığından bu talep için de peşin harç yatırması zorunludur. Yatırılması gerekli peşin harçlar yatırılmaksızın davanın görülmesi mümkün değildir. Harç kamu düzenine ilişkin olup mahkemece gözetilmesi gerektiği gibi temyiz nedeni olarak ileri sürülmese bile Yargıtay tarafından gözetilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece teminat mektubunun iadesi talebi yönünden Harçlar Kanunu"nun 30, 32. maddeleri gereğince davacıya noksan harç tamamlamak üzere bir sonraki duruşmaya kadar süre verilerek, tamamlanması halinde yargılamaya devam edilmesi, ikmâl edilmemesi durumunda 30. maddenin son cümlesi uyarınca işlem yapılması gerekirken bu husus gözden kaçırılarak Harçlar Yasası"nın 32. maddesine aykırı olarak yargılamaya devamla teminat mektubunun iadesine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
    3-Türk Borçlar Kanunu 112. maddeye göre, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Düzenleme kapsamına göre tazminat istenebilmesi için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğinden, uğranılmış bir zarar karşılığı olmayan miktara tazminat olarak hükmedilemez. Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir.

    ./..
    s.3

    15.H.D.
    2016/1750
    2017/1330

    "Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde, yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur (Prof. Dr. H. Tandoğan Türk Mesuliyet Hukuku 1961 s. 426 vd.).
    Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı alır. Burada sözleşmenin feshedilmemesinden değil, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir." (Örnek:Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 05.07.2006 tarihli 2006/13-499 Esas, 2006/507 Karar sayılı kararı).
    Müspet zarar olan kâr kaybı, yukarıdaki hükümlerin de sonucu olarak kâr elde edememek nedeniyle malvarlığındaki gerçek eksilme esas alınarak belirlenmelidir. Gerçek eksilmenin belirlenmesi konusunda hizmet sözleşmeleriyle ilgili olarak TBK"da düzenlenen 408 ve 438. maddelerdeki kesinti yöntemi esas alınmalıdır. 408. maddede iş sahibinin temerrüdü nedeniyle istenebilecek ücret hesabı, 438. maddede ise iş sahibinin sözleşmeyi haksız feshetmesi nedeniyle istenebilecek zarar hesabı düzenlenmiştir. 408. madde işverenin engellemesi sebebiyle yapmaktan kurtulunulan giderler ile başka bir iş yaparak kazanılan veya kazanmaktan bilerek kaçınılan yararların indirilmesini, 438. madde ise sözleşmenin sona ermesi yüzünden tasarruf edilen miktar ile başka bir işten elde edilen veya bilerek elde etmekten kaçınılan gelirin indirileceğini düzenlemiştir. Her ikisi de indirim unsurları olarak benzer düzenleme içermekte olup öğreti ve uygulamada bu hesaplama, kesinti yöntemi olarak adlandırılmaktadır. TBK"daki kesinti yöntemi hizmet sözleşmelerine ilişkin olmasına rağmen diğer sözleşmelerin haksız feshi halinde de kıyasen uygulanması gerekir. Hukuk Genel Kurulu"nun 12.05.2010 tarih, 2010/14-244 esas, 2010/260 karar sayılı kararında da iki taraflı sözleşmelerin karşı tarafça haksız feshedildiği hallerde kâr kaybı zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın saptanmasında kıyasen Borçlar Kanunundaki kesinti yönteminin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
    Kesinti yöntemine göre; yüklenicinin işi tamamlayamaması nedeniyle yapmaktan kurtulduğu giderler (malzeme ve işçilik giderlerinden yaptığı tasarruf) ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar, sözleşme bedelinden düşülmek suretiyle yüklenicinin olumlu zarar kapsamındaki kâr kaybı bulunmalıdır (Dairemizin 11.4.2007 gün ve 4955-2372 sayılı, 9.5.2013 gün ve 7521-3029 sayılı kararları.).
    Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu kâr kaybı hesabı yönünden kesinti yöntemine göre yapılmış incelemeyi içermemektedir. HMK 281. madde gereğince kesinti yöntemine göre hesaplama yapılması için ek bilirkişi raporu alınması, alınan ek raporun yeterli olmaması halinde gerekirse bu yönde yeni bilirkişi raporu alınması
    ./..
    s.4

    15.H.D.
    2016/1750
    2017/1330

    gerektiği halde kesinti yöntemine uygun olmayan ve hükme esas alınabilecek nitelikte bulunmayan bilirkişi kurulu raporu esas alınarak yazılı şekilde kâr kaybına hükmedilmesi de doğru olmadığından bu nedene dayalı olarak da kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent uyarınca davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi