Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2021/2261
Karar No: 2021/3906
Karar Tarihi: 09.09.2021

Danıştay 4. Daire 2021/2261 Esas 2021/3906 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/2261
Karar No : 2021/3906


TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle re'sen tarh edilen 2009/1 ilâ 12. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; öncelikle dava açıldıktan sonra tebliğ işlemlerini engelleyecek şekilde azalma olması nedeniyle posta ücretinin tamamlanmasına ilişkin olarak davacıya tebliğ edilen mahkeme yazısı gereğinin yerine getirilmemesi üzerine 06/02/2020 tarihli ikinci yazı ile bildirimin tekrarlandığı, verilen süre içerisinde de eksikliğin tamamlanmaması üzerine 17/07/2020 tarihli karar ile dosyanın işlemden kaldırıldığı ve üç ay içerisinde de noksanlık tamamlanmak suretiyle dosyanın işleme konulmasının istenilmediği görülmüştür. Belirtilen gerekçelerle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Muhtarlık kaydı ve doğal gaz aboneliği belgelerinden anlaşılacağı üzere tebligat adresi değişmediği halde yanlış adrese yapılan tebligatlar sonucunda verilen kararın usul ve hukuka uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar Mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve Vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
6.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/09/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X-KARŞI OY:
Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle re'sen tarh edilen 2009/1 ilâ 12. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmış; Mahkeme, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermiş; karara yönelik davalı idarenin temyizi üzerine, Danıştay Dördüncü Dairesi, kararın özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrası onanmış, … ve … tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyat yönünden davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına karar vermiş; davalı idarenin karar düzeltme talebi ise reddedilmiştir. Danıştay'ın bozma kararının taraflara tebliğinden sonra, Mahkeme … tarih ve E…., K…. sayılı kararıyla davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Karar gerekçesinde; dava açıldıktan sonra posta ücretinden tebliğ işlemlerini engelleyecek şekilde azalma olması nedeniyle posta ücretinin tamamlanmasına ilişkin olarak davacıya tebliğ edilen 19/12/2019 tarihli Başkanlık yazısı gereğinin yerine getirilmemesi üzerine 06/02/2020 tarihli ikinci Başkanlık yazısı ile bildirimin tekrarlandığı, ikinci tebliğata rağmen verilen süre içerisinde de eksikliğin tamamlanmaması üzerine 17/07/2020 tarihli karar ile dosyanın işlemden kaldırıldığı ve üç ay içerisinde de noksanlık tamamlanmak suretiyle dosyanın işleme konulmasının istenilmediği anlaşıldığından, anılan yasa hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği belirtilmiştir. Bu karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasında, dava açıldıktan sonra posta ücretinde tebliğ işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma olması halinde, otuz gün içinde posta ücretinin tamamlanmasının davacıya tebliğ olunacağı, tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirimin aynı şekilde bir daha tekrarlanacağı, posta ücreti süresi içinde tamamlanmazsa dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği, bu kararın tebliğ tarihinden başlayarak üç ay içinde, noksanı tamamlanmak suretiyle yeniden işleme konulması istenilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve bu kararın davacıya tebliğ olunacağı belirtilmiştir. Kural, dava açılırken bulunması gereken usuli koşullara ilişkin olup, Danıştay’ın bozma kararı üzerine mahkemenin yeni esasına kaydı yapılan dava dosyalarıyla ilgili "posta ücreti eksikliğinin" verilen süre içinde tamamlanmaması durumunda "davanın açılmamış sayılmasına" karar verileceğine ilişkin doğrudan bir hüküm ihtiva etmemektedir.
Mahkemeye erişim hakkına bir müdahale teşkil eden davanın açılmamış sayılmasına dair karar, 2577 sayılı Kanunun 6/5. maddesine dayandığı görülmektedir. Ancak, davanın açıldığı ilk aşamada aranan ve tamamlatılmakla usuli eksiklik kalmayan davalarda, mahkemelerin davaya bakma zorunluluğuna aykırı olarak ihtilafın çözümünün bırakılıp, başlangıca dönülmesi, hukuka ve adil yargılanma hakkı ilkesine ve hakkaniyete uygun olmayacaktır.
Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hususu, tarafların üzerinde tasarruf yetkisine sahip olduğu davaların taraflarca takibinin sağlanarak uyuşmazlıkların az bir masrafla ve mümkün olan en kısa sürede çözümü amacıyla yapılmış bir düzenlemedir (AYM, İbrahim Bayat, B. No: 2017/39270, 10/3/2020, § 37).
Yargılamada taraflara belirli usule ilişkin güvenceler sağlayan adil yargılanma hakkının önemli unsurlarından biri de, Anayasa Mahkemesinin pek çok kararında belirtildiği gibi, makul sürede yargılanma hakkıdır. Anayasa'nın 141. maddesinde, "Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir." denilmek suretiyle davaların makul bir süre içinde bitirilmesi gerekliliği açıkça ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin kararlarında belirtildiği gibi makul sürede yargılanma hakkının amacı, "hukuki uyuşmazlıkların çözüm sürecinin uzamasından kaynaklı çoğu zaman elde edilecek hükmün yararını ortadan kaldıran bir yargılama sürecinden dolayı adaletin yerine getirilmesindeki etkinliği ve güvenliğe zarar verilmesinin doğuracağı" olumsuz sonuçları bertaraf ederek, "uygun bir sürede uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması suretiyle tarafların uzun süren yargılama nedeniyle maruz kalacakları maddi ve manevi sıkıntılardan" korumaktır.
Vergi hukuku özelinde de, adil yargılanma hakkının esasları arasında sayılan "makul süre şartı", kişinin makul bir süre içinde ... itham edildiği suç nedeniyle içinde bulunduğu sorunun en kısa zamanda giderilmesini, çözüme kavuşturulmasını teminat altına alır (Hakan Karakuş, AİHM Kararları ve Karşı Oylarında Türkiye, İstanbul–2001).
Davanın açılmamış sayılması; yargılamaların makul süre içinde tamamlanmasını hedeflemesi itibarıyla da anayasal açıdan meşru bir amaca dayalı (AYM, Halil Güler, B. No: 2015/11002, 3/7/2018, § 37) olmakla birlikte, bozma kararı sonrası esas kaydı alan dava dosyaları ile ilgili süreçte olması muhtemel "posta ücreti" eksikliğinin tamamlanmaması durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi yerine, eksilmenin nedenine göre farklı çözüm yollarından birisi ve hakkaniyete en uygun gözükeni olan, posta giderinin Hazineden karşılanıp sonrasında davada haksız çıkan taraf üzerinde bırakılmak kaydıyla yargılamanın tamamlanması, hem hakkaniyet ve hem de hak kaybına neden olabilecek sonuçlardan biri olmakla devleti doğabilecek sorumluluktan uzak kılacaktır.
Kaldı ki, mahkemelerce, yargılama usulüne dair kuralların uygulanmasında, lafzi yorumun ötesinde amaçsal yorumu da göz önünde bulundurması, yargılamanın selameti yönünden gerekli olduğu gibi, hakkaniyeti ortadan kaldıracak katı şekilcilikten ve yasayla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir esneklikten de kaçınılması zorunludur. Her ne kadar usul kuralları yargılama mekanizması içerisinde hukuki güvenliğin sağlanması ve yargılamanın düzgün bir şekilde yürütülmesi sonucu adaletin gerçekleştirilmesine yardımcı olan araç niteliğinde olsa da, davaların yetkili bir mahkeme tarafından görülmesi bakımından bir çeşit engel haline gelmesi durumunda da mahkemeye erişim hakkı ihlal edilmiş olacaktır.
Somut olayda, 06.11.2013 tarihinde açılan davada verilen davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair kararın davalının temyizi üzerine; Danıştay Dördüncü Dairenin 17/01/2019 tarih ve E:2016/3360, K:2019/245 sayılı kararıyla; özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının onanmasına, … ve …'ten alınan faturalara isabet eden cezalı tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin kısmının ise bozulmasına karar verilmiş, söz konusu karar Mahkemece değerlendirilmeden evvel davacıya tebliğ edilen bahse konu posta gideri tamamlama yazıları sonrasında noksanlığın tamamlanarak dosyanın işleme konulmasının istenilmediği gerekçesiyle 7 yıl, 3 ay, 18 gün sonra 24.02.2021 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar, dosyada mevcut Üsküdar Kaymakamlığı, … Mahalle Muhtarlığının 23/03/2021 tarihli yazısı ve 30/11/2020 tarihli İGDAŞ Doğalgaz faturasından davacının adresinin; “… Mah., …. Sok., İç Kapı No….” olduğu ve Mahkemenin posta ücreti isteme yazısını aynı adreste 12/2 numaralı kapıya yapıştırılmak suretiyle gerçekleştirilen tebligattan haberdar olduğu anlaşılmakta ise de, cüz'i tutarlı posta ücretinin Hazineden karşılanıp sonrasında davada haksız çıkan tarafa yükletilmek üzere yargılamanın yürütülmesi ve davanın Danıştay bozma kararı çerçevesinde esasının çözümlenmesi suretiyle sürecin sonlandırılması gerekirken, belirtilen gerekçe ile verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi