11. Ceza Dairesi 2020/4693 E. , 2020/6215 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 14/09/2020 tarih ve 2020/10052 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02/10/2020 tarih ve KYB-2020/82603 sayılı ihbarname ile;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet suçundan sanık ..."in, anılan Kanunun 359/a-2 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddeleri uyarınca 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/10/2013 tarihli ve 2012/1173 esas, 2013/907 sayılı kararının "Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesince " sanığın yönetim kurulu başkanı olduğu ve Emire Petrol ve Motorlu Araçlar tic. San. Anonim şirketine ilişkin 2007-2012 dönemlerine ait defter ve belgelerin ibrazı için kendi imzasına usulüne uygun 02/10/2012 tarihinde tebliğ alıntısı makbuzu ile tebliğ edildiği ancak sanığa belirtilen 15 günlük süre içerisinde defter ve belgeleri ibraz etmediği ve sanığın eylemi sabit olduğundan.." bahisle mahkumiyetine karar verilmiş ise de,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 10/12/2019 tarihli ve 2017/7953 esas, 2019/9089 sayılı ilamında yer alan "213 sayılı VUK"nin 139. maddesine göre; vergi incelemeleri, esas itibarıyla incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılır. İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin iş yerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede yapılabilir. İş yeri faal olan mükelleflere, defter ve belgelerin vergi dairesine getirilmesi için yapılan tebligatlar usulüne uygun olmadığından suçun unsurları oluşmayacaktır. Somut olaya gelince, vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesi için çıkartılan tebligatın, 16/03/2011 tarihinde sanığa bizzat iş yeri adresinde tebliğ edilmesi; incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenler tespit edilmediği için, defter ve belgelerin incelenmek üzere ibraz edilmek üzere denetmenlik adresine getirilmesi istenerek sürecin mükellef aleyhine tersine çevrilmesi; ayrıca sanığın, 2010 yılına ait defter ve belgelerini teslim ettiğini, kendisinden 2010 yılı öncesi defter ve belgeleri istenmediği için bir adet fatura cildi, bir adet gider pusulası cildi, sevk irsaliyesi ve müstahsil makbuzlarını ibraz etmediğini, bu belgelerin kendisinde mevcut olduğunu, istendiği takdirde sunabileceğini belirterek suçlamayı kabul etmemesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti açısından, suç tarihinde şirketin hesaplarının dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı VUK’nin 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin, iş yerinde faaliyetin devam edip etmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, iş yeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespit varsa belgesinin istenmesi, aksi takdirde yapılan tebligatın hukuki geçerliliği olmayacağı da dikkate alınarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,.." şeklindeki kararı karşısında, dosyada mevcut vergi tekniği ve vergi inceleme raporlarında mükellefin faal olduğunun belirtildiği, mükellef faal olmasına rağmen sanığa defter ve belgelerin ibrazına ilişkin tebligat yapıldığı, 213 sayılı Kanun"un 139/2. maddesi gereğince belirlenen istisnaların da somut olayda bulunmadığı gözetilmeden sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden" bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 02/10/2013 tarihli 2012/1173 Esas ve 2013/907 Karar sayılı kararının CMK"nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden, yüklenen suç unsurları itibarıyla oluşmadığından sanığın BERAATİNE, cezanın çektirilmemesine, sanık hakkındaki infazın durdurulmasına, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal TAHLİYESİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE, 02.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.