11. Hukuk Dairesi 2018/1456 E. , 2019/7101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17/11/2016 tarih ve 2014/1000 E.- 2016/686 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/12/2017 tarih ve 2017/324 E.- 2017/616 K. sayılı kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 12.11.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı bankanın Etiler Şubesi ile müvekkili arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerin teminatnıı oluşturmak üzere davalı bankaya 30/04/2005 tarihli Family Finans"a ait 10.000.- TL, 15/06/2005 tarihli TEB"e ait 115.000.- TL, 15/06/2005 tarihli Koç Bank"a ait 8.500.- TL, 30/07/2005 tarihli 120.000.- TL olmak üzere toplam 254.500.- TL müşteri çekinin ciro edildiğini, davalı banka şubesince temlik edilen çeklerle ilgili takip/tahsil yoluna gidilmediğini, takip ve şikayet haklarının zamanaşımına uğradığını, İstanbul 29. Asliye Ticaret Mahkemesi"nde görülen ve kesinleşen dava ile müvekkili şirketin davalı bankanın kusurlu eylemi nedeniyle sorumlu tutulamayacağını, belirlenen borç sebebiyle oluşacak tahsilatlar ve oluşacak yeni hesap tablosunun incelemeye tabi tutulmadığını, bu nedenle müvekkilinin uğratıldığı zararın bilirkişilerce tespiti ile davalı bankadan kullandığı kredinin teminatı olmak üzere davalıya ciro ve temlik ettiği kıymetli evrakın davalı tarafından zamanaşımına uğraması nedeniyle, müvekkili tarafından uğranılan zararın tespiti ve davalıdan zarar tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte belirsiz alacak davası olarak talep etmiştir.
Davalı vekili; dava dilekçesinde bahsi geçen çeklerin vadelerinin 2005 yılında dolduğunu ve bu vakte kadar çeklerle ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığını, borçlunun temerrüdünün 2007 yılında gerçekleştiğinden vadesi geçmiş ve kambiyo vasfını yitirmiş olan çeklerle ilgili bir takip yapılmadığını, davalı borçlu firma ile müvekkili banka arasındaki 01/04/2005 tarihli sözleşmenin 26/8. maddesinde "müşterinin bankaya teminata verdiği senetlerin vadelerini ve vadelerinde borçluları tarafından ödenip ödenmediklerini takip etmek ve vadesinde ödenmeyen senetlerin bedellerini kendisi ödemek ve yerlerine yeni senetler vermek suretiyle geri almak zorunda olduğunu ..." kararlaştırıldığını, maddi zarara uğrayanın müvekkili banka olduğunu belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının çek borçlularına başvurarak çek bedellerinin ödenmesini talep etmesi, alacağını bu kişilerden tahsil edememesi halinde kusurlu bulunan davalı bankayı dava ederek çek bedelini istemesini mümkün olacağını gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, işbu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi; davalı banka tarafından açılan itirazın iptali davası, davacı bankanın kredi teminatı olarak kendisine bedeli davaya konu çeklerin davalı şirketin davacı bankadan kullandığı kredinin teminatını oluşturmak amacıyla ciro yolu ile davacı bankaya geçtiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, davacının öncelikle çek borçlusundan istemde bulunmaksızın doğrudan banka aleyhine açılan işbu davada zararın doğma şartı henüz gerçekleşmediğinden ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun HMK"nın 353 (1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.