12. Ceza Dairesi 2019/13300 E. , 2020/598 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliği
Taksirle öldürme suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Niksar Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/05/2017 tarihli ve 2017/63 soruşturma, 2017/572 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Tokat 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 31/07/2019 tarihli ve 2017/7434 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
55271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut olayda, 28 K 5406 plakalı kamyon sürücüsü şüpheli ..."un aracıyla seyir halindeyken ..."nun idaresindeki 60 NS 952 plakalı araç ile 30/11/2016 tarihinde çarpıştığı, ..."nun 11/06/2017 tarihinde vefat etmesini müteakip, soruşturma kapsamında Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulundan alınan raporda, kişinin 30/11/2016 tarihinde maruz kaldığı araç içi trafik kazasına bağlı yaralanmasıyla 11/06/2017 tarihindeki ölümü arasında illiyet bağının bulunduğu, 02/07/2019 tarihli trafik bilirkişisi Komiser Bilal Kürşat Kılıçarslan"dan alınan bilirkişi raporunda ise otomobil sürücüsü ..."nun tam (asli) kusurlu olduğu ve şüphelinin de kusurunun bulunmadığının belirtildiği, bu kapsamda müteveffanın ölümünde kendisi dışında bir kimsenin kusurunun bulunmadığından bahisle Niksar Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış ise de, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05/09/2013 tarihli ve 2012/19402, esas, 2013/19286 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk değerlendirmesinin ancak mahkeme hakimi tarafından yapılabileceği, kusurun belirlenmesi normatif bir değerlendirmeyle mümkün olmakla birlikte, konunun teknik bilgiyi gerektirmesi, hakimin hukuk bilgisiyle sorunu çözemeyeceği durumlarda, bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinde dahi, bilirkişinin inceleme yetkisi kusurlulukla ilgili olmayıp, işin tekniği ve norma aykırı davranışın belirlenmesi ile sınırlı olacağı, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil, delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamak suretiyle bilirkişi raporlarına itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkına haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından münhasıran hakimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerekmekle birlikte, bu yöndeki bir değerlendirmenin de hakimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, kaldı ki 31/07/2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan Adlî Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 15. maddesi uyarınca, tahkikat dosyaları üzerinde incelemeler yaparak kusur oranı tespit etme yetkisinin sadece Trafik İhtisas Dairesine ait olduğu, somut olayda sadece trafik polis memuru tarafından düzenlenmiş bir bilirkişi raporunun soruşturma dosyasında mevcut olduğu, Adlî Tıp Kurumundan tarafların kusur durumlarının belirlenmesi amacıyla rapor alınması gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca, Tokat 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 31/07/2019 tarihli ve 2017/7434 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 30/10/2019 gün ve 94660652-105-60-15866-2019-Kyb sayılı Kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/11/2019 gün ve 2019/106093 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şüphelinin sevk ve idaresinde bulunan kamyon ile meskun mahalde, iki yönlü asfalt kaplama ıslak zemin yolda seyir halindeyken, olay mahalli kontrolsüz kavşağa geldiğinde, kendisine hitap eden “Dur” levhasını dikkate almadan ana yola çıkış yapan müteveffa ...’nun sevk ve idaresindeki araç ile çarpışması neticesi bir kişinin vefatı sonuçlanan olayda; kaza tespit tutanağında ve 02/07/2019 tarihli trafik bilirkişisi Komiser Bilal Kürşat Kılıçarslan"dan alınan bilirkişi raporunda, şüphelinin herhangi bir kural ihlali yapmadığı tespit edildiğinden bahisle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, şüphelinin kusur durumunun her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı biçimde tespit edilmesi bakımından, tarafların kusur durumuna ilişkin Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi, Karayolları Genel Müdürlüğü veya Trafik Kürsüsü bulunan üniversitelerden teknik bilirkişi raporu alınmasından sonra şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yönelik itirazın kabulü yerine, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde reddine karar verilmesi,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Niksar Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/05/2017 tarihli ve 2017/63 soruşturma, 2017/572 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Tokat 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 31/07/2019 tarihli ve 2017/7434 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.