Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)


Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-karşı davalı vekili Avukat Emel Atasever ile davalı-karşı davacı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 41/4. maddesi gereğince bir işin duruşmasında bulunan başkan ve üyelerin çoğunluğunun kurul kadrolarında değişiklik, izin veya hastalık gibi nedenler dışında o işin görüşülmesinin yapıldığı kurullarda yer alması zorunlu ise de; 09.02.2016 tarihli duruşmada hazır bulunan Daire Başkanı ..."ün emeklilik nedeniyle görevden ayrılması, ...."ın Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu tarafından görevlendirilmesi, ..."un da üyelik görevinin sona ermesi nedeniyle işin görüşülmesinin yapıldığı bu günkü kurulda yer almaları fiilen ve hukuken mümkün olmadığından; temyiz incelemesinin ... Başkanlığında duruşmada hazır bulunan Daire üyeleri ... ve ... ile duruşmada hazır bulunmayan Daire üyeleri ... ve ..."un katılması ile yapılmasına karar verilerek işin esası incelendi.

Asıl dava kira kaybı alacağı ve manevi tazminat; karşı dava ise ilave iş bedeli ve manevi tazminatın tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl davada manevi tazminat isteminin reddine, ıslahla arttırılan kısım da nazara alınarak 114.000,00 TL kira kaybının davalı-karşı davacıdan tahsiline; karşı davanın ise reddine dair verilen karar davalı-karşı davacı yüklenici vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 24.12.2012 tarihinde "...Giydirme Cephe ve Alüminyum İşleri" sözleşmesi imzalanmış olup, davacı-karşı davalı iş sahibi işin zamanında teslim edilmediği iddiasıyla kira geliri kaybı ve manevi tazminat, davalı-karşı davacı yüklenici ise fazla imalât bedeli ve manevi tazminat isteminde bulunmaktadır. Dairemizin 24.02.2016 günlü geri çevirme ilâmından sonra gönderilen Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/275 Esas sayılı dosyası da davacı iş sahibi menfi tespit davası açmış olup, anılan dava dosyasında iş bedelinin ödenip ödenmediği hususu dava konusu yapılmıştır.



Asıl ve karşı davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nın 166/1. maddesi uyarınca kural olarak aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı 2. davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar. Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise, bağlantı sebebiyle birleştirme 2. davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. 1. davanın açıldığı mahkeme talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren bununla bağlıdır.
Dava konusu somut olayda, Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/275 Esas sayılı dava dosyasında davacı iş sahibinin eksik iş bedelini isteyebilmesi için sözleşme bedelini tümüyle ödediğini kanıtlaması; bakiye iş bedelini ödeyip ödemeyeceği ve böylelikle kusurlu olup olmadığının tespiti, temyiz incelemesine konu iş bu Bandırma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/315 Esas sayılı dava dosyasının sonucunu etkileyeceğinden; her iki davanın konusu ve tarafları bakımından hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan, iki davanın birlikte görülmesinde, gerek usûl ekonomisi ve gerekse birbirleriyle çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından fayda bulunmaktadır. Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/275 Esas sayılı davası aynı yargı çerçevesinde, aynı mahkemede açıldığından ve bağlantılı davaların birleştirilerek görülmesinde zorunluluk bulunduğundan birleştirme kararı verilmesini sağlamak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Bu durumda mahkemece 6100 sayılı HMK"nın 166. maddesi uyarınca Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/275 Esas sayılı dava dosyası daha önce açıldığından, birleştirme kararı verilerek her iki davanın birlikte sonuçlandırılması gerekirken; birleştirme hususu üzerinde durulmadan işin esası incelenerek karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-karşı davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı-karşı davalı iş sahibinden alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı-karşı davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.