(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2019/5163 E. , 2019/7015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 193 ada 70 parsel sayılı 5.990,87 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde 1/2"şer pay ile davalılar ... ve ... adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı ... Yönetimi ... ilçesi, ... mahallesi 193 ada 70 parsel sayılı taşınmazın dava dilekçesi ekinde sunulan haritada belirtilen kısmının orman sınırları dahilinde kaldığını beyanla, orman niteliğinde olan kısımlarının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 11/05/2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazın tamamının orman olduğunun anlaşıldığını beyanla 193 ada 70 sayılı parselin tamamının tapusunun orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sonunda mahkemece; taşınmazın tamamının orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ... ilçesi, ... mahallesi 193 ada 70 sayılı parselin, davalılar adına oluşturulan tapu kaydının iptali ile orman vasfı altında Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yörede 1962 yılında arazi kadastrosu, 2011 yılında 3402 sayılı Kanun gereği yenileme kadastrosu, 2013 yılında 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu, kalan kısmının ise 1954 yılı hava fotoğraflarında ağaçlarla kaplı olduğu, bu ağaçların kültür fındık ağaçları olmadığı, boylu, geniş yapraklı orman ağaçları olduğunu, bu ormanların çevre ormanlarla aynı özellikte ve bitişik halde olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm
kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine
28/11/2019günü oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 193 ada 70 parsel sayılı 5.990,87 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde 1/2"şer pay ile davalılar ... ve ... adına tapuda kayıtlıdır. Davacı ... Yönetimi çekişmeli 193 ada 70 parsel sayılı taşınmazın dava dilekçesi ekinde sunulan haritada belirtilen kısmının orman sınırları dahilinde kaldığını belirterek orman niteliğinde olan kısımlarının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 11/05/2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazın tamamının orman olduğunun anlaşıldığından 193 ada 70 sayılı parselin tamamının tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taşınmazın tamamının orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ... ilçesi, ... mahallesi 193 ada 70 sayılı parselin, davalılar adına oluşturulan tapu kaydının iptali ile orman vasfı altında Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Taşınmazın bulunduğu yörede 1962 yılında arazi kadastrosu, 2011 yılında 3402 sayılı Kanun gereği yenileme kadastrosu, 2013 yılında 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu yapılmıştır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kalan bölümleri ile öncesi orman ya da eylemli orman olan bölümleri ayrı ayrı belirlenmek suretiyle tahdit içinde kalan bölümler yönünden davanın kabulüne tahdit dışında kalan bölümler yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın Çoğunluğun “çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu, kalan kısmının ise 1954 yılı hava fotoğraflarında ağaçlarla kaplı olduğu, bu ağaçların kültür fındık ağaçları olmadığı, boylu, geniş yapraklı orman ağaçları olduğunu, bu ormanların çevre ormanlarla aynı özellikte ve bitişik halde olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı” gerekçesine dayalı onama kararına katılmıyorum. Zira; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2006/20-619 E. - 2006/665 K. sayılı kararında “ ...Orman kadastrosunun kesinleştiği hallerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve hukuki niteliği, orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanması suretiyle belirlenir...” denilmektedir. Dairemizin de bu konuda "Kural olarak, tahdidin kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir" şeklinde yerleşik içtihatları mevcuttur. Ayrıca 26.04.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 12. maddesinde (Ek fıkra: 19/4/2012 - 6292/13 md.) “Orman kadastrosu yapılıp kesinleşen yerlerde, orman idaresince başka bir değerlendirme yapılmaksızın kesinleşen orman kadastrosuna göre işlem yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Orman olmayan ve 1962 yılında yapılan genel arazi kadastrosunun kesinleşmesi ile özel mülk olarak tapuya kaydedilen, 2013 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda ise tahdit dışında bırakılan bir yerin, sonradan çevreden gelen tohumlar yolu ile ormanlaşmasının taşınmazı kamu malı orman haline getirmeyeceği de nazara alınmalıdır. Yukarıda açıklanan yasal nedenler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yasal değişiklikleri yansıtan kararları ışığında tahdit hangi kanuna göre yapılmış olursa olsun Orman İdaresince başka bir değerlendirme yapılmaksızın kesinleşen orman kadastrosuna göre işlem yapılması gerekmekle Orman Yönetimince “eylemli orman veya öncesi orman “ iddiasına dayanılarak açılan dava dinlenemeyecek olup tahdit dışında kalan bölümler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerektiği düşüncesi ile Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılmıyorum.