11. Ceza Dairesi 2020/4691 E. , 2020/6210 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 14/09/2020 tarih ve 2020/1904 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 01/10/2020 tarih ve KYB-2020/81644 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204/1 ve 62/1. (6"şar kez) maddeleri gereğince 6 kez 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/10/2010 tarihli ve 2009/516 esas, 2010/661 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 18/04/2016 tarihinde kesinleşen, silahla tehdit suçundan Antalya 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/03/2016 tarihli ve 2015/402 esas, 2016/255 sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verildiğinin bildirilmesi üzerine hükmün açıklanmasına ve mahkumiyetine ilişkin Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/05/2017 tarihli ve 2016/563 esas, 2017/358 sayılı kararının "Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 23/09/2019 tarihli ve 2017/11024 esas, 2019/6541 sayılı bozma ilamında, "...Suça konu belgelerin aynı anda ele geçirilmesi ve farklı zamanda düzenlendiklerine ilişkin delil bulunmaması nedeniyle, fiilin bütünüyle tek resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ancak belge sayısı nedeniyle temel cezanın alt sınır aşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, üç ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan hükümler kurulması,..." şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda ...,..., ... plakalı araçlara ait motorlu araç tescil belgelerinin muayene tarihlerinin 29/12/2008 olduğu ve suça konu belgelerin farklı zamanda düzenlendiklerine ilişkin bir tespit bulunmadığı, fiilin bütünüyle tek resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ancak belge sayısı nedeniyle temel cezanın alt sınır aşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında altı kez resmi evrakta sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla, Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Suça konu 6 farklı araca ilişkin sahte muayene tarihleri 29/12/2008 olarak trafik belgelerine yazılmış ise de; talep dışı sanıklardan ...‘in 25/02/2009 tarihinde alınan ifadesinde, ... ve ...‘e ait araç ruhsatlarını, 23/02/2009 tarihinde sanık ...‘ya gönderdiğini ve ertesi gün teslim aldığını; ..., ... ve ...‘ın ifadelerinde ise, araç ruhsatlarını 2009 yılının Ocak ayında verdiklerini ve birkaç gün sonra muayene işlemi yapılmış bir şekilde teslim aldıklarını söylemeleri ile Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 24/09/2009 tarih ve 2009/22207 Esas sayılı iddianamesinde, atılı suçların 2009 yılının Ocak ve Şubat aylarında işlendiğinin belirtilmesi karşısında, sahte muayene işlemlerinin farklı zamanlarda gerçekleştirildiği anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden REDDİNE, ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22/04/2014 tarihli 2013/11- 397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK"nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği de göz önüne alınarak, sanığın eylemlerinin ayrı suçlara vücut vermediği, bir suç işleme kararının icrası kapsamında zincirleme biçimde işlendiği anlaşıldığından, belirtilen husus yönünden kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceğinin takdir ve ifası için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 02/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.