1. Hukuk Dairesi 2019/283 E. , 2019/1843 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.03.2016 gün ve 2013/37 Esas - 2016/85 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 23.10.2018 gün ve 9989-13785 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, hukuki ehliyetsizlik sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vasisi, akıl zayıflığı ve israf içinde olan babası ...’ın kısıtlanması amacıyla 26.06.2012 tarihinde açtığı davadan bir gün sonra babası ...’in maliki olduğu 2718 ada 62 parsel sayılı taşınmazını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, işlem tarihinde kısıtlı babasının fiil ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile kısıtlı ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, temlik tarihinde ...’in fiil ehliyetinin bulunduğunu, borçlardan kurtulmak maksadıyla kısıtlı ve vasisinin farklı yöntemlere başvurduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlik tarihinde ...’ın fiil ehliyetine haiz olduğunun 25.11.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu raporu ile saptandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Dairenin 23.10.2018 tarih ve 2016/9989 E 2018/13785 K sayılı ilamı ile hüküm onanmıştır.
Getirtilen kayıt ve belgelerden; ...’ın maliki olduğu dava konusu 2718 ada 62 parsel sayılı taşınmazını ( 12 m2’lik – üstünde odası olan kargir dükkan ) 27.06.2012 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.
Eldeki davada aldırılan ve hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun 25.11.2015 tarih ve 5285 K sayılı raporu incelendiğinde; ...’ın akit tarihi olan 27.06.2012 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun oy birliği ile mütalaa olunduğu anlaşılmıştır.
Ne var ki, 26.10.2016 UYAP havale tarihli sunulan Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun 30.09.2016 tarih ve 4614 K sayılı raporu incelendiğinde; ...5. İcra Mahkemesi’nin 2016/76 esas sayılı dosyasından, ...’ın 12.07.2012 tarihinde fiil ehliyetine haiz olup olmadığının sorulduğu, yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde, ...’ın akit tarihi olan 12.07.2012 tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığının oy birliği ile mütalaa olunduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda anılan ve aynı kurul tarafından aynı şahıs hakkında verilen iki rapor arasında açık çelişki bulunmakta olup, fiil ehliyeti olup olmadığı değerlendirilen tarihler arasında da onbeş gün gibi kısa bir süre bulunmaktadır.
Yargılama aşamasında hükme esas alınan rapora davacı tarafından itiraz edilmiş olup, dosya içerisinde bulunan diğer raporlar ile arasındaki çelişkinin giderilmesi istenilmiştir.
Hukuki ehliyetsizlik gibi kamu düzenini doğrudan ilgilendiren bir olgunun hiçbir şüpheye mahal vermeksizin ortaya çıkarılması gerektiği gözetildiğinde, ...’ın akit tarihi olan 27.06.2012 tarihinde fiil ehliyetine sahip olup olmadığının dosyada mevcut tüm raporlar arasındaki çelişkiler tartışılmak ve doyurucu bir gerekçeyle giderilmek suretiyle tespit edilmesi gerektiği tartışmasızdır.
O halde, 15.07.2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar İle Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 16. vd. maddeleri gözetilmek suretiyle dosyanın ilgili Adli Tıp Üst Kurulu’na gönderilmesi ile ...’ın akit tarihi olan 27.06.2012 tarihinde fiil ehliyetine sahip olup olmadığının saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Anılan bu husus karar düzeltme isteği üzerine, yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davacı vekilinin bu yöne değinen karar düzeltme isteğinin (6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kabulüne, Dairenin 23.10.2018 tarih ve 2016/9989 E 2018/13785 K sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 10.03.2016 tarih ve 2013/37 E 2016/85 K sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.