Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15949
Karar No: 2019/1940
Karar Tarihi: 05.03.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15949 Esas 2019/1940 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalıya ait hisseyi satın aldığını ve iptal talebi ile tescil talebinde bulundu. Davalı, bedelin tamamının ödenmediğini belirterek reddetti. Mahkeme ise davacının bedelini ödemediğini davalının kardeşine ödediğini belirterek davanın reddine karar verdi. Ancak, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde kararlaştırılan bedelin ödenmesi gerektiği ve bedelden ödenmeyen kısmın depo edilmesi gerektiği belirtildi. Bu nedenle, davacının ödemediği miktar bulunarak depo edilmesi için davacıya süre verilmesi gerektiği ifade edildi. Kanun maddeleri ise şöyledir: Borçlar Kanunu madde 22, 97, Türk Medeni Kanunu madde 706, 716, Noterlik Kanunu madde 89.
14. Hukuk Dairesi         2016/15949 E.  ,  2019/1940 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Davacı tarafından, davalı aleyhine 07.10.2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, 19.08.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle 153 ada 8 parsel sayılı taşınmazdan davalıya ait hisseyi 40.000,00TL bedelle satın aldığını, 30.000,00TL"yi ödediğini, geriye kalan 10.000,00TL"yi ise daha sonra ödediğini beyan ederek davalıya ait hissenin iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı, davacı tarafından 10 yıl geçmesine rağmen bedelin ödenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının 10.000,00TL"yi davalının kardeşi Bülent"e ödediği, Bülent"in ise davalıya payını vermemiş olabileceği, davacının davalıya ödeme yapması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
    Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir.
    Somut olaya gelince; davacı satış vaadi sözleşmesiyle davalı ve davacının kardeşine ait hisseleri 40.000,00TL bedel ile satın aldığını, 30.000,00TL’yi ödediğini geri kalan 10.000,00TL 18.12.2004 tarihli belgeden de anlaşılacağı üzere davalının kardeşine ödediğini beyan etmiştir. Davalı bakiye bedelin ödenmediğini savunmuştur. Davacı davalıya ödenmesi gereken 5.000,00TL’yi ödediğini kanıtlayamadığına göre, Borçlar Kanununun 97. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın, dava tarihindeki rayiç değeri bulunarak; satış vaadi sözleşmesinde belirtilen bedelden ödenen miktar, ödenmeyen miktara oranlandıktan sonra bulunan bu oran, taşınmazın rayiç bedelinin ne kadarına tekabül ettiği tespit edilerek, tespit edilen bu bedelin davalıya ödenmek üzere depo edilmesi için davacıya süre verildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar bir yana bırakılarak yazılı şekilde gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi