MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında mühür bozma suçundan açılan kamu davasında; yüklenen suçtan doğrudan doğruya zarar gören şikayetçi kurumun, usulüne uygun şekilde dava ve duruşmadan haberdar edilmediği, şikayet ve delillerini bildirme ve kamu davasına katılma olanağı sağlanmadan yokluğunda duruşmaya devamla 22.12.2008 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve şikayetçi kuruma tebliğ edilmediği, bu nedenle 22.12.2008 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar usulünce kesinleşmediğinden, denetim süresinin başlamadığı, 5271 sayılı CMK’nin 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanma koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlediği gerekçesiyle verilen hükmün açıklanmasına dair karar hukuken yok hükmünde olduğundan dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 22.10.2020 tarihinde davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiğine yönelik olarak Üye ...’ın karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Ceza Genel Kurulunun ve Dairemizin süreklilik arz eden birçok kararında açıkca vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının gerçekleşmesi hâlinde Yargıtay, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK"nin 322. maddesinin verdiği yetki ile resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir. (C. G. K. 04.10.2018 tarih ve 2017/952 Esas, 2018/403 Karar, 11. C.D. 19.02.2020 tarih ve 2018/2669 Esas, 2020/1548 Karar)
Sanık hakkında mühür bozma suçundan açılan kamu davasında; yüklenen suçtan doğrudan doğruya zarar gören şikayetçi kurumun usulüne uygun şekilde davadan haberdar edilmediği, şikayet ve delillerini bildirme ve kamu davasına katılma olanağı sağlanmadan yokluğunda duruşmaya devamla 22.12.2008 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın şikayetçi kuruma tebliğ edilmediği dolayısıyla anılan kararın usulüne uygun olarak kesinleştiğinden ve denetim süresinin de başladığından bahsedilemeyeceği,
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulünce kesinleşmemesi nedeniyle denetim süresinin başlamayacağı ve açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması koşullarının oluşmayacağı,
Sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği gerekçesi ile verilen 05.02.2015 tarihli hükmün açıklanması kararının hukuki değerden yoksun olduğu, hukuki değerden yoksun olan bu kararın da dava zamanaşımını kesmeyeceği,
24.06.2008 tarihinde gerçekleştiği iddia olunan mühür bozma eylemi ile ilgili olarak, zamanaşımını kesen en son işlem 22.12.2008 tarihli sanığın sorgusu olup bu tarihten sonra zamanaşımını kesen veya durduran hiçbir sebebin gerçekleşmediği, TCK"nin 66. maddesinin 1. fıkrasının e bendindeki sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresinin, inceleme tarihinden önce 22.12.2016 tarihinde dolduğu anlaşıldığından sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK"nin 66. maddesinin 1. fıkrasının e bendi ve 5271 sayılı CMK"nin 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE karar verilmesi gerektiğinden sayın çoğunluğun "incelenmeksizin mahalline iadesine" düşüncesine katılmıyorum. 22.10.2020

Karşı Oy
...