Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2195
Karar No: 2014/7940
Karar Tarihi: 07.04.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/2195 Esas 2014/7940 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/2195 E.  ,  2014/7940 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Konya 2. İş Mahkemesi
    Tarihi : 28.11.2013
    No : 2013/243-2013/804

    Dava, davacının 1982/1,2,3,4 1983/2 1984/1,2,3 dönemlerinde çalışmalarının tüm sigorta kollarına tabi olarak gerçekleştiğinin tespiti ile 01.04.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili ve davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir.
    506 sayılı Yasanın 3. maddesinin II/B bendine göre, “Özel Kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları...” uygulanmamaktadır. Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanununun 4. maddesinde çırak, “Bu Kanuna tabi bir sanatı, o sanat için düzenlenen teorik ve pratik öğrenim programına göre o işyerinde öğrenmek amacı ile bir çıraklık sözleşmesi ile bir işyeri sahibinin hizmetine giren kimseye çırak denir. …” şeklinde tanımlanmış olup, çıraklıktaki temel amaç, ilgilinin belirli bir meslek dalında teorik ve pratik eğitime tabi tutulmasıdır. Anılan Kanunun 5. maddesinde de kimlerin çırak olabilecekleri belirtilmiş ve çırakların 12 ile 18 yaşları arasında kişilerin olabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının belirtilen devrede çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Gerçektende çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
    Mahkemece, öncelikle, verilecek olan tespit hükmünün davacının çalışmalarının geçtiği işverenin de hak alanını ilgilendirdiği gözetilerek, ilgili işverenin davada usulünce taraf olması sağlanmalı, doğum tarihi 01.03.1965 olan davacı için, anılan yasal düzenlemeler karşısında 01.03.1983 tarihi sonrasındaki çalışmalarının çıraklık ilişkisi kapsamında bulunmadığı açık ise de, 01.03.1983 tarihi öncesindeki çalışmaları yönünden, davacı ile işveren arasında çıraklık sözleşmesinin bulunup – bulunmadığı araştırılmalı, çıraklık sözleşmesinin bulunduğunun anlaşılması durumunda, davacının çalışmalarının, bir mesleğin öğrenilmesine yönelik olup – olmadığı, sözleşme sonrası dönemde çıraklık eğitim merkezinde teorik veya pratik eğitim alıp – almadığı, eğitimin yoğunluğu ve işyerinde fiilen çalışma süresi araştırılarak, dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenin bordrolarında kayıtlı kişiler ile aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler resen saptanıp beyanlarına başvurularak, taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenmeli, mesleğin öğrenilmesi için çıraklık ilişkisine dayalı olarak çıraklık eğitim merkezinde veya işyerinde geçen çalışma dönemlerinin uzun vadeli sigorta kollarından sayılmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeli ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı biçimde karar verilmesi, isabetsizdir.
    2-Kabule göre de,
    A-506 sayılı Yasanın 3. maddesinin II. bendinin (B) alt bendinin “Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında, çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu kanunun 35 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.” hükmü gereği, çıraklık döneminde geçirilen sürenin analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olmadığı ve bu halde, anılan sürelerin yaşlılık aylığında prim ödeme gün sayısına dahil edilemeyeceğinin gözetilmemesi;
    B-Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 108, 60 ve Geçici 81. maddelerine göre, 01.03.1965 doğumlu olan davacı yönünden, sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 01.03.1983 tarihi olduğu gözetildiğinde, 4759 sayılı Yasanın 3. maddesi ile değişen 506 sayılı Yasanın Geçici 81. maddenin B fıkrası gereği, 23.05.2002 tarihinde 19 yıl 2 ay 22 gün sigortalılık süresi bulunan davacının, anılan madde çerçevesinde, yaşlılık aylığı tahsisi için, 25 sigortalılık süresini doldurması, 5150 gün yaşlılık, malullük ve ölüm sigortaları primini ödemiş ve 47 yaşını doldurmuş olması şarttır. 03.03.2011 tarihinde tahsis talebinde bulunan davacının, tahsis talep tarihi itibariyle 25 yıl sigortalılık süresi ve 5150 gün yaşlılık, malullük ve ölüm sigortaları primini ödeme şartını ikmal etmiş ise de, 47 yaş şartını taşımadığı, tahsis şartlarının 01.03.2012 tarihi itibariyle gerçekleştiği ve takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığı tahsisi gerektiği gözetilerek karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı ve davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi