15. Hukuk Dairesi 2016/5996 E. , 2017/1287 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı ile davalı vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı ... San. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat ... geldi. İhbar olunan Yapı Kredi Sigorta A.Ş. vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı ile davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında jant üretimi yaptıkları fabrikalarında boyama ünitesi yaş boya kabini ve boya hazırlama odasında yangın ihbar ve söndürme sistemi kurulması işini davalının yüklendiğini ve söz konusu sistemi fabrikaya kurduğunu, sistemin, bulunduğu alanda meydana gelen bir yangını alev dedektörleri vasıtasıyla otomatik olarak algılayarak alevlerin üzerine yine otomatik olarak karbondioksit gazı püskürtülmek suretiyle ortamdaki oksijeni azaltmayı ve bu surette yangını söndürmeyi hedefleyen bir sistem olduğunu, tesisin devreye alınması işleminin 2005 yılı Ekim ayı içerisinde gerçekleştiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7. maddesine göre tesisin 2 yıl süre ile davalının garantisi altında olduğunu, sistemin kurulu bulunduğu boya hazırlama ünitesinde 31.01.2006 gecesi yangın çıktığını ancak davalının kurduğu yangın söndürme sisteminin devreye girmediğinden çıkan yangında fabrikada büyük hasar meydana geldiğini, durumun Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/17-17 D. iş sayılı dosyası ile yapılan tespit dosyasında belirlendiğini, yangın nedeniyle oluşan zararın sigorta şirketince karşılanmayan kısmına karşılık olan 308.447,00 TL"nın 3095 sayılı Yasa"nın 2/2. maddesinde yer verilen temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı savunmasında davacı zararının sigorta şirketi tarafından karşılandığını, sözleşmeye göre montajın davacıya ait olduğunu, sistemin davacının mülkiyetinde ve
kullanımında bulunduğu sırada iken oluşan zarardan sorumlu olamayacaklarını, kullanılan malzemelerin yangın yönetmeliklerine uygun olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporlarına göre meydana gelen yangında davacı şirketin %20 oranında, davalı şirketin %80 oranında kusurlu olduğu ve meydana gelen yangın sonrası sistemin tekrar devreye almak için gerekli otomatik boyama sistem maliyetinin 1.183.780,00 TL olduğu, sigorta şirketince 875,333,00 TL ödeme yapıldığı böylece davacı yanın 308,447,00 TL zararı kaldığı, kusur durumlarına göre davanın kısmen kabulü ile 246.757,60 TL davacı zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Somut olayda Mahkemece alınan 17.08.2009 tarihli asıl ve 07.11.2009 tarihli ek bilirkişi raporlarında söndürme sistemi ile ilgili otomatik devreye girme süresinin çok uzun tutulduğu, bu sürenin yüksek tehlike sınıfı özelliği taşıyan ortamlarda çok uzun olduğu, buna göre sistemi kuran davalı firmanın %80, boya kabin sistemini teslim alan firmanın sistemin çalışıp çalışmadığını bizzat kontrol ve test ettirip teslim alması gerekli iken bunu yapmamakla %20 oranında kusurlu olduğunu açıklamışlar, 24.12.2010 tarihli ikinci bilirkişi raporunda da düzenek kurulurken kurulduğu özel ortamın gerektirdiği dikkat ve itinanın gösterilmemiş olduğu, emniyet süresinin kısa tutulmasının, kabloların ısıya dayanıklı cinsten seçilmemesi ve doğrudan ısıya dayanıklı olmaması ayrıca uygun bir yerde konulması gerekip bunların davalı Siemens firması tarafından tasarım ve uygulama aşamalarında göz önüne alınmaması nedeniyle, davacı jantaş firmasının da yapılanları denetlemesi yüklenici tarafa yaptıkları işe özgü öneri ve uyarılarda bulunması gerekirken bunu yapmamış olması nedeniyle kusurlu olduğu, sonuçta sistemi kuran Siemens firmasının %80, sistemi teslim alan jantaş firmasının da %20 oranında kusurlu olduğu açıklanmıştır. Mahkemece alınan 06.12.2011 tarihli üçüncü bilirkişi raporunda da aynı görüşler tekrar edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davalı tarafından yapılan sistemin 2 yıl garanti süresi bulunduğu kabul edilmiştir. Garantinin varlığı halinde açık yada gizli ayıplar yönünden ihbar yükümlülüğü olmaksızın zaman aşımı süresi içinde ayıplardan dolayı yüklenicinin sorumlu tutulması mümkündür. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7. maddesinde de iki yıl süreyle garanti verilmiş olması nedeniyle davacının ihbar yükümlülüğü olmaksızın dava açma hakkının varlığı kabul edilmelidir.
Sözleşme tarihi itibarıyla yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 357 ve devamı maddeleri uyarınca; yüklenici işin ehli olup bedele hak kazanabilmesi için, eseri fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmesi zorunludur. Sözleşme ve ekleri ile proje ve teknik resimlere aykırı olarak imalât yapılmış olması halinde, imâlatın bu şekilde yapılması iş sahibi tarafından talep edilmiş olsa dahi yüklenici iş sahibine karşı genel ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemişse, doğacak sonuçlardan kurtulamaz. Bu genel ilkelere göre somut olayda işinin ehli olan davalı yüklenici sistemi kontrol ve test edip sorunsuz olarak çalışır durumda iş sahibine teslim etmek zorunda olduğundan sistemi kontrol ve test etmemesi sebebiyle davacı iş sahibine kusur yüklenmesi mümkün değildir. Bu nedenle kusurunu tamamının davalı yükleniciye ait olduğundan bilirkişilerce hesaplanan 308.447,00 TL zararın tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi
gerekirken indirim yapılması doğru olamamıştır. Diğer taraftan taraflar tacir olup iş ticari işletmeleri ile ilgili olduğu gibi davacı 3095 sayılı Yasa 2/2. maddesi uyarınca avans faizi istediğinden alacağın avans faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken yasal faiz uygulanması da doğru olmamış açıklanan bu gerekçelere göre kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 12.642,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.