Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/12802 Esas 2014/7900 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12802
Karar No: 2014/7900
Karar Tarihi: 07.04.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/12802 Esas 2014/7900 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/12802 E.  ,  2014/7900 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Ankara 8. İş Mahkemesi
    Tarihi : 21.12.2012
    No : 2011/309-2012/1050

    Davacı, Emekli Sandığı kapsamındaki hizmetlere karşılık gelen emekli ikramiyesinin tespit ve tahsilini istemiştir.

    Mahkeme, yazılı biçimde davanın kabulüne karar vermiştir.

    Hükmün, davacı O.. A.. ile davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    Dosya içeriğine göre; davacıya 01.01.1972-30.03.1982 arası dönemdeki Emekli Sandığı hizmetleri ile daha sonraki SSK hizmetleri dikkate alınarak 01.07.1999 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, eldeki dava ile 01.01.1972-30.03.1982 arası dönemdeki Emekli Sandığı hizmetlerine karşılık gelen emekli ikramiyesinin tespit ve tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.

    İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70’inci ve mülga 506 sayılı Kanunun 134’üncü maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.

    5510 sayılı Kanun’un geçici 4’üncü maddesinde ise; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32’nci, 34’üncü ve 37’nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir... Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.” hükmü öngörülmüştür.

    Somut olayda, uyuşmazlık konusu dönem 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde gerek mülga 506 ve 1479 sayılı Kanunların gerekse 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda sözü edilen 101’inci madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir.

    Söz konusu uyuşmazlığın, idari yargının görev alanına girdiği gözetilip, yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilip yazılı biçimde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.

    O halde, davacı O.. A.. ile davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.