10. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/12567 Karar No: 2014/7899 Karar Tarihi: 07.04.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/12567 Esas 2014/7899 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2013/12567 E. , 2014/7899 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İstanbul 9. İş Mahkemesi Tarihi : 21.03.2013 No : 2012/475-2013/130
Dava, 20.06.2012 tarih 2010/116964 takip No’lu ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı A.. G.. ile davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava konusu 2010/116964 takip No’lu ödeme emrinin doğrudan doğruya davacı şirket adına düzenlendiği, tebliğ alındı belgesinde muhatap olarak davacı şirket adı gösterilip ancak parantez içinde davacı gerçek kişi ismine de yer verilerek ödeme emrinin gerçek kişi davacı A.. G.. adına 05.07.2012 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrine konu borcun davacı limitet şirketin 1996-1998-1999-2000 yıllarına ait prim borcuna ilişkin bulunduğu, davacı şirketin 12.03.2008 tarihinde tasfiyeye girip diğer davacı A.. G..’in tasfiye memuru olarak atandığı ve şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı, davacı şirketin daha sonra tasfiyesi sona ererek ve davadan önce 22.10.2009 tarihinde sicilden terkin edildiği, eldeki davanın 11.07.2012 tarihinde açıldığı ve dava dilekçesinin “kendi adına ve tasfiye edilmiş limitet şirket müdürü A.. G..” ibaresiyle davacı gerçek kişi tarafından düzenlenip imza edildiği ve davacı olarak ayrı ayrı hem şirket ismine hem de kendi ismine yer verildiği, eldeki dava ile zamanaşımı nedeniyle ve esastan ödeme emrinin iptalinin talep edildiği, mahkemece, aktif dava ehliyeti olmadığı gerekçesiyle şirket hakkındaki davanın reddine karar verildiği, yine gerekçede; davacı A.. G.. adına düzenlenmiş ödeme emrinin bulunmadığı, sadece tebliğ zarfında şirketle beraber ismine yer verildiği, dolayısıyla hakkında tahakkuk ettirilmiş bir borcun bulunmadığı belirtilerek hakkındaki davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki biçimde davacı gösterilen limitet şirketin tasfiyesi sona erip, 22.10.2009 tarihinde sicilden terkin edilmesi karşısında, şirket hakkındaki davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığından bahisle reddine hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, davacı A.. G.. adına 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında düzenlenmiş bir ödeme emrinin bulunmaması, fakat tasfiye sürecinin yürütülmesi nedeniyle ortaya çıkabilecek muhtemel bir borçtan dolayı tasfiye memuru sıfatıyla sorumlu tutulabileceği ihtimali karşısında, davanın onun yönünden menfi tespit davası olarak kabul edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki yarar yokluğu nedeniyle hakkındaki davanın reddine hükmedilmesi isabetsiz bulunmuştur.
O halde; davacı A.. G.. ile davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılardan A.. G.."e iadesine, 07.04.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.