4. Hukuk Dairesi 2018/1606 E. , 2019/4995 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve ... vekilleri Avukat ... tarafından, davalılar ... ve Türk Telekom AŞ aleyhine 11/09/2014 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle oluşan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, davalı ..."in, yönetimindeki araçla trafiği kontrol etmeden dönüş hareketi yaptığı sırada, davacılardan ..."ın kullandığı motorsiklete çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazasında, motorsiklette yolcu olarak bulunan ..."ın, hayati tehlike geçirecek, kafasında çatlak ve vücudunun çeşitli yerlerinde kemik kırıkları oluşturacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, olay nedeniyle davacı ..."ın bir yıla yakın süre ile yürüyemediğini, halen yürümekte zorlandığını, diğer davacı ..."ın ise, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, ağır derecede kemik kırıkları oluşacak şekilde yaralandığını, bir yıl boyunca koltuk değneği ile yürüdüğünü, olayın meydana gelmesinde davalı ..."in asli kusurlu olduğunu ve bu nedenle cezalandırıldığını, davacıların tedavi için para harcamak zorunda kaldıklarını, kaza nedeniyle çektikleri acılardan dolayı manevi olarak yıprandıklarını belirterek uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı ..., kazaya karışan aracın ...Turizm Petrol Ürünleri Pazarlama Ticaret Ltd. Şti."ye ait olduğunu, bu nedenle husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerektiğini, keza Mapfre Genel Sigorta AŞ"nin de davalı olarak gösterilmesi gerektiğini, maddi tazminat açısından sigorta şirketinin sorumluluğunun esas olduğunu, davacıların ilgili sigorta şirketinden belirli bir meblağ alıp almadığı; almış ise bunun miktarının ne olduğunu açıklamaları gerektiğini; kazanın, davacıların yüksek oranda kusuru nedeniyle meydana geldiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... AŞ, davalı gösterilmesinin mümkün olmadığını, aracın ...Turizm Petrol Ürünleri Pazarlama Ticaret Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğunu, aracı kullanan şoförün, yanında çalışıyor olmasının davalı sıfatı kazanmasına sebebiyet vermeyeceğini, olayın meydana geldiği iddia edilen yerin çelişkilerle dolu olduğunu, olayın meydana gelmesinde davacı ..."ın kusurlu olduğunu, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacı ..."nın, olaydan sonra birkaç kez daha trafik kazası geçirdiğini, maddi kayıplarının olduğu iddia edilmesine rağmen, bunu karşılamakla sorumlu Mapfre Genel Sigorta AŞ"ye başvuru yapılmadığını, davanın öncelikle sigorta şirketine ve araç malikine yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 56. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; davacıların yaralanma dereceleri, olay tarihi, olayın oluş şekli ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Mahkemece, daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) no"lu bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA, davalıların tüm, davacıların diğer temyiz itirazlarının (1) no"lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.