MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, taksirle yaralama
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında taksirle yaralama suçundan mahkumiyet, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan beraat
2-Sanık ... hakkında her iki suçtan beraat

5271 sayılı CMK’nun kanun yollarına başvurma başlıklı 260/1. madde ve fıkrasındaki “hakim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli ve bu kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır” hükmü karşısında; katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve talimat mahkemesinde alınan beyanlarında katılma talebinde bulundukları halde mahkemece talepleri karara bağlanmayan şikayetçilerin yokluğunda verilen hükmü, vekilinin 08.07.2013 günü temyiz ettiği görülmekle, yasa yollarına başvurma hakkı bulundukları belirlenerek yapılan incelemede;
I- Sanık ... hakkında “taksirle yaralama” suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231/12. maddesi uyarınca temyizinin mümkün olmayıp, itiraza tabi olduğu anlaşılmakla, şikayetçi vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 264/2. maddesi uyarınca başvurunun, itiraz dilekçesi olarak kabulü ile gereğinin mahallinde takdir ve ifasına,
II-) Sanıklar hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik incelemede;
Taraflar arasında yaralamalı trafik kazası şeklinde meydana gelen dava konusu olayda; kazanın meydana geldiği anda müşteki ..........’nın yönetiminde bulunan araç içerisinde bulunan tanıkların ve müştekilerin aşamalarda ısrarla kendilerine çarpan aracın sürücüsünün sanık ... olduğunu, sanık ...’in ise kaza yerine sonradan geldiğini beyan etmiş olmaları sanıkların ise aracı sanık ...’in kullandığını savunmuş olmaları karşısında gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde tespiti açısından soruşturma aşamasında sanıkların ifade tutanaklarına geçen ve kullandıklarını belirttikleri cep telefonlarının hangi baz istasyonundan sinyal aldığı ve sanıkların olay saati ve dakikalarında cep telefonu ile karşılıklı görüşme yapıp yapmadıkları hususları araştırılarak kaza tutanağını düzenleyen polis memurları da tanık olarak dinlendikten sonra sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde beraat kararları verilmesi,
Yasaya aykırı, şikayetçiler vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 21.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.