22. Hukuk Dairesi 2017/19322 E. , 2019/6789 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş güçlüğü tazminatı ile ihbar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1)Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf davalının doktor olarak çalışmaya başladığını, işyerine verdiği 30.04.2013 tarihli dilekçe ile askerlik yapmak ve görevden ayrılmak durumunda olduğunu belirterek ihbar süresine uygun olarak Mayıs ayı sonu itibariyle ayrılışının yapılmasını talep ettiğini, dilekçe ekinde sunduğu askerlik bilgilendirme yazısının askerlik celbine ve askere sevk tarihine ilişkin olmadığını, sadece bilgilendime maksatlı olduğunu, davalının 4 hafta olan ihbar süresine göre 28.05.2013 tarihine kadar çalışması gerekirken 03.05.2013 tarihinde 10 günlük istirahat raporu aldığını, davalının 08.05.2013 tarihinde işyerine verdiği ikinci dilekçede rapor süresi sonunda 13.05.2013 tarihi itibariyle iş sözleşmesini feshettiğini,taraflar arasında 01.08.2012 tarihli Teminde Güçlük Tazminatı Sözleşmesi imzalandığını, davalının ihbar tazminatı ile teminde güçlük tazminatını 18 eşit taksitle ödemeyi taahhüt etmesine rağmen herhangi bir ödeme yapmadığını,istirahat bitiminden sonra işbaşı yapmayan ve ihbar tazminatı ödemesinde bulunmayan davalının ihbar süresine uymadan iş sözleşmesini feshettiğini iddia etmiştir. Davalı taraf ise, askerlik döneminin gelmesi nedeniyle iş akdini feshettiğini, ani bir rahatsızlık geçirmesinden ötürü rapor aldığını ve rapor bitimi itibariyle 13.05.103 tarihinde iş akdini feshettiğini, kalan önel süresine istinaden 2.601,00 TL ödediğini, davacının ihbar tazminatı alacğının bulunmadığını, hizmet akdinin sona erdiği tarihe kadar ödenmiş olan ve ücret niteliğindeki iş güçlüğü tazminatının iadesinin istenemeyeceğini, iş akdinin feshini takiben birçok defalar borcunun olması halinde eşit taksitler halinde ödeyebileceğini davacı tarafa şifahen bildirdiğini, davacı tarafın ise kendisine, 18 eşit taksitte ödeme yapabileceğini beyan etmesine rağmen ne bir taahhütname gönderdiğini ne de imzalatıldığını savunmuştur. Mahkemece, davalının davacı ... Kan Bağışı Merkezinde çalışmakta iken 06/08/2012 tarihinde, 3 yıl süreli "Belirli Süreli Temininde Güçlük Tazminatı Sözleşmesi" imzalandığı, sözleşme süresi dolmadan ve 4847 sayılı İş Kanunu 24. maddesinde öngörülen haklı fesih hallerinde herhangi biri oluşmadan istifa ederek işten ayrılan davalının kendisine ödenen "Temininde Güçlük Tazminatının" işverene maliyetini yasal faiziyle birlikte davacıya iade etmesi gerektiği, davalının ihbar tazminatı talep edebileceği, bunun ücretinin ödendiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle iş güçlüğü tazminatı ve ihbar tazminatına hükmedilmiştir.
Dosyaya taraflar arasında 06.08.2012 tarihinde akdedilen “Belirli Süreli Teminde Güçlük Tazminat Sözleşmesi” sunulmuş olup sözleşmenin 06.08.2012-05.08.2015 belirli süreli olarak üç yıl süre için geçerli olduğunun kararlaştırıldığı görülmektedir. Dosyaya sunulan davalının 30.04.2013 tarihli dilekçesinde, değişen askerlik yasası nedeniyle askerliğini yapmak zorunda kaldığından görevinden ayrılmak durumunda olduğu, ihbar süresine uygun olarak işten ayrılışının Mayıs ayı sonu itibariyle yapılması, tarafından teminde güçlük tazminatı geri ödemesinin gerekçesi nedeniyle talep edilmemesinin istenildiği, dilekçe ekinde askerlik bilgilendirme yazısının sunulduğu görülmektedir. Davacıya ilişkin 03.05.2013 tarihli istirahat raporu da dosyaya sunulmuş olup davalının 08.05.2013 tarihli dilekçesinde ise, 13.05.2013 tarihi itibariyle görevinden istifa etmek istediği, ihbar ve teminde güçlük tazminatını 18 eşit taksitte aylık olarak ödemeyi taahhüt ettiği görülmektedir.
Taraflar arasındaki “Belirli Süreli Teminde Güçlük Tazminat Sözleşmesi”nin “Fesih Şartları ve Tazminat” başlıklı 4. maddesinde, “Taraflar, İş Kanunu ve ... Disiplin Yönetmeliği çerçevesinde “Haklı Fesih” hakkını her zaman kullanabilir. Ancak taraflar bu sözleşmeyi süresinden önce feshederse (İş Kanunu ve ... Disiplin Yönetmeliğindeki haklı nedenler hariç) fesih eden;
a) Personele çalıştığı sürece ödenen Teminde Güçlük Tazminatının her bir ay ödenen net tutarlarının toplamını,
b) Teminde Güçlük Tazminatının her bir ayda kuruma maliyet tutarlarının (SGK Primleri, İşsizlik Sigortası Primleri, Gelir Vergisi ve Damga Vergisi) toplamını,
c) a ve b de belirtilen tutarların , her bir aylık toplamının ödeme tarihinden fesih tarihine kadar geçen süreye ait fesih tarihindeki yasal faiz oranı esas alınarak hesaplanan faiz tutarlarının toplamını öder.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun üçüncü ayırımında “Bağlanma Parası, Cayma Parası ve Ceza Koşulu” konularına ilişkin hükümler içinde yer alan 182. maddesinde, “ Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler.
Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.
Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.” hükümleri yer almaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşme ile oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; teminde güçlük tazminatının cezai şart niteliğinde olduğu ve davalı tarafın davacı tarafa bu tazminatı ödeme yükümlülüğünde olduğu ortaya çıkmış olup mahkeme kararı bu yönden yerindedir. Ancak, yukarıda belirtilen T.B.K. 182. maddesine göre, indirim hususunun değerlendirilmesi gerekir. Değerlendirme yapılırken davalının işçi olması, ücret miktarı ve çalışılan-çalışılmayan süre gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2) Taraflar arasında ihbar tazminatı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Her ne kadar Mahkemece davalı işçi aleyhine ihbar tazminatına hükmedilmiş ise de, taraflarca akdedilen ve yukarıda belirtilen sözleşme belirli süreli sözleşme olarak yapılmış olup bu durumda ihbar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. Davacının taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğine göre davalıdan ihbar tazminatı talep hakkı doğmamaktadır. Belirli süreli sözleşme yapılması için objektif şartlar bulunmasa dahi işverenin belirli süreli olarak yaptığı sözleşme nedeniyle ihbar tazminatı talep etmesi mümkün değildir. İşverenin bu durumda sözleşmenin belirsizliğini ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılmasını teşkil eder. Kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
3) Dosya içeriğinden, davacının dava konusu yapmış olduğu alacaklar için davalı tarafa noterden 11.06.2013 tarihli ihtarname gönderdiği görülmekte olup bu ihtarnamenin tebliğine ilişkin herhangi bir kayıt dosyada bulunmamaktadır. Söz konusu ihtarnamenin davalıya tebliği araştırılarak tebliğ edildi ise temerrüt tarihinden, tebliğ edilmedi ise şimdiki gibi faiz başlangıcının belirlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.