1. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5249 Karar No: 2019/1814 Karar Tarihi: 13.03.2019
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/5249 Esas 2019/1814 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2016/5249 E. , 2019/1814 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada: Davacılar, mirasbırakanları ..."un 8 parsel sayılı taşınmazını davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek; dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, çekişmeli taşınmazları bedeli karşılığında satın aldıklarını, ayrıca mirasbırakanın davacılara da sağlığında başka taşınmazlarını devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece; davacıların dava açma hakkını kullanmalarının TMK"nun 2. maddesinde tanımı yapılan "dürüst davranma" ilkesine aykırılık teşkil ettiği, ayrıca davanın makul süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; "... muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda zamanaşımının söz konusu olmadığı, işlemin muvazaalı olması durumunda üzerinden bir zaman geçmesi halinde geçerli hale gelmeyeceği ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği kuşkusuzdur. Bu iddianın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde değerlendirilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, tarafların toplanan ve toplanacak tüm delilleri değerlendirilmek suretiyle, mirasbırakanın davalılara yaptığı temliklerin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığının tespiti ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek neticeye gidilmiş olması doğru değildir." gerekçeleriyle bozulması üzerine mahkemece verilen direnme hükmü Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca; "... Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda zamanaşımın söz konusu olmadığı, işlemin muvazaalı olması durumunda üzerinden bir zaman geçmesi halinde geçerli hale gelmeyeceği ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği kuşkusuzdur. Bu nedenle muris muvazaasına dayalı olarak dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından temliklere 33 yıl ses çıkarılmamış olmasının ve malikin devamlı dava tehdidi altında bulunmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesine aykırılık teşkil edeceği görüşü dile getirilmiş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. O halde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda muvazaa olgusunun davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakim ..."in raporu okundu, düşüncesi alında. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 15.20.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 13/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.