21. Hukuk Dairesi 2017/6641 E. , 2018/5610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, 3. Kişi şirket borcundan dolayı Kuruma borçlu olmadığının ve tüzel kişiliği borcunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacı şirketin 3. kişi şirket borcundan dolayı sorumlu olmadığının tespiti ile kendi tüzel kişiliği borcunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 3. kişi şirket borcundan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve davacı tüzel kişinin borcunun 81.100,00 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; dava dışı ... Ltd Şti. yönünden, Davacı A.Ş.’nin dava dışı ... Ltd. Şti."nin 30/06/2005 tarihinden itibaren 255/500 hisse ile ortağı olduğu, davacı ... A.Ş’yi temsilen .... ile ...."nun ayrı ayrı münferit imza ilzam yetkileriyle şirket müdürü olarak seçildikleri, .... 6. Noterliği"nin 11/04/2008 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davacı şirketin tüm hisselerini devrederek ... şirket ortaklığından ve şirket müdürlüğünden ayrıldığı; dava dışı .... Ltd Şti yönünden ise, Davacı A.Ş’nin 08.05.2007 tarihinde dava dışı borçlu ....mar Ltd Şti’nde 150/500 hisse ile ortak olduğu, davacı ... A.Ş’yi temsilen .... ile ..."nun ayrı ayrı münferit imza ilzam yetkileriyle şirket müdürü olarak seçildikleri, 19.06.2008 tarihinde davacı şirketin tüm hisselerini devrederek ... şirket ortaklığından ve şirket müdürlüğünden ayrıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı ise 506 sayılı Kanunun 80, 5510 sayılı Kanunun 88 ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi olup, davadaki sorunun bu maddeler ile birlikte değerlendirilerek çözüme kavuşturulması gerektiği ortadadır.
5510 sayılı Kanun"un yürürlük süresiyle ilgili 108/1-c maddesinde, Kanun"un 88. maddesinin 01/07/2008 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinde sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkililerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde de Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinden farklı olarak, tüzelkişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerini de sorumlu tutmaktadır.
6183 sayılı Yasa"nın 35. maddesinde de, ( Değişik madde: 22.07.1998 - 4369/21. m. ) limited şirket ortakları ( Değişik ibare: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m. ) şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. (Ek fıkra: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m.) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. (Ek fıkra: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m.) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.
Öte yandan; 506 sayılı Kanun"un 80/1. maddesinde " İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur." hükmü yer almakta olup, önce prime esas kazançlara ilişkin Kurum Tebliği, ardından bu tebliği yürürlükten kaldıran İşveren Uygulama Tebliği, bu süreyi "takip eden ayın sonuna kadar" olarak belirlemiştir. Tebliğ"de "Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir.
Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenecektir." hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda örneğin, ocak ayında doğan prim borcunun, takip eden şubat ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Ancak bozmaya uyulduğu halde, bozma gereği yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Uyulmasına karar verilen bozma ilamında açıkça "" davaya konu borçların dönem ve miktarlarının detaylı bir şekilde araştırılması" belirtilmesine rağmen davacı şirketin dava dışı limited şirketlerde müdür ve hissedar olduğu dönem borçlarından dava dışı limited şirketlerle birlikte sorumlu olduğu gözetilmeden karar verilmiş olması hatalıdır.
Yapılacak iş; davacı şirketin dava dışı ... ve ... Limited şirketlerinde hissedar ve müdür olduğu dönemlerde borçlardan sorumlu olduğu gözetilerek dava dışı şirketlerin dönem borçlarını ve şirketin kendi borçlarını araştırmak ve ayrıca 18 Mayıs 2018 gün ve 30425 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 7143 sayılı Kanun"un 7.maddesi ile ... ... Kurumu alacaklarına yapılandırma imkanı getirildiği dikkate alınarak davacıdan bu yasa hükümlerinden yararlanmak amacıyla başvurusu olup olmadığını sormak gerektiğinde başvuru için uygun süre vererek anılan yasa maddesi değerlendirildikten sonra mahkemece sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
O halde davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.