22. Hukuk Dairesi 2017/14212 E. , 2019/6788 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için tebligat gideri verilmediğinden duruşma isteğinin reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, bakiye ücret alacağı ile haksız fesih tazminatı ve haksız ücret kesintisi karşılığı alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf davalı işveren ile yapmış olduğu 05.05.2010 tarihli iki yıllık belirli süreli sözleşmeye istinaden kadın doğuım uzmanı olarak çalışmaya başladığını, sözleşme süresi dolmadan haklı bir neden olmaksızın davalı işveren tarafından iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek hem sözleşmeden kalan bakiye süre için ücret alacağı hem de sözleşmenin 9. maddesine dayanılarak 5 aylık ücret karşılığı haksız fesih tazminatı(cezai şart) talep etmiştir. Davalı taraf ise, davacının doktorluk meslek etiğini hiçe sayan davranışları ve mesleki yetersizliği nedeniyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiği savunmuştur.
Dosyaya taraflar arasında 05.05.2010 tarihinde akdedilen hizmet sözleşmesi sunulmuş olup sözleşmenin imzalandığı tarihten başlamak üzere iki yıl süre ile geçerli olduğunun kararlaştırıldığı görülmektedir. Dosyaya sunulan 19.10.2010 tarihli “İç Yazışma Formu” başlıklı evrakta davacının iş akdinin 30.10.2010 tarihi itibariyle haklı nedenle feshedildiğinin belirtildiği, işten ayrılış bildirgesine göre ise davacının davalı işverenden işten ayrılışının 30.10.2010 tarihi olduğu görülmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin “SÖZLEŞMENİN FESHİ” başlıklı 8. maddesinde,
“Taraflar, İş Kanununda yer alan hükümlere aykırı davranışta bulunması ve bu sözleşmede belirtilmiş sorumluluklarını, sürekli olarak yerine getirmemesi, savsaklaması halinde sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh edebilirler.
Bu sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde İş Kanunu ve Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.” şeklinde,
“CEZAİ ŞART” başlıklı 9. maddesinde ise,
“Sözleşme süresi bitmeden, ancak her iki tarafın karşılıklı rızasıyla bu sözleşme fesh edilebilir. Sözleşmenin taraflarından biri, pozitif hukuk kurallarında veya iş bu sözleşmede öngörülen nedenler olmadan sözleşmeyi feshederse; fesh eden taraf, diğer tarafa doktorun en son aldığı ücretin beş katı tutarında cezai şartı bir ihbar veya ihtara gerek kalmaksızın nakden ve defaten ödeyecektir.” şeklinde düzenlemeler bulunmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun üçüncü ayırımında “Bağlanma Parası, Cayma Parası ve Ceza Koşulu” konularına ilişkin hükümler içinde yer alan 179. maddesinde, “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.
Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.
Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” hükümleri yer almaktadır.
Dosya kapsamına göre, davacının iş akdinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiği ortaya çıkmıştır. Davacı tarafça hem bakiye süre ücreti hem de cezai şart taelp edilmiş, mahkemece her iki talep yönünden de davacı lehine hüküm kurulmuştur. Ancak, yukarıda belirtilen T.B.K. 179. maddesine göre, davacı tarafça bakiye süre ücreti ile cezai şart hususunda seçimlik hakkının kullanılması yönünden beyanının alınması ve neticesine göre değerlendirme yapılması gerekirken her iki talep hakkında da hüküm kurulması hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.