Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/7237 Esas 2020/569 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/7237
Karar No: 2020/569
Karar Tarihi: 29.01.2020

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/7237 Esas 2020/569 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık ... Akel'in 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan dolayı İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 1000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Devinim Avea İletişim Merkezi isimli bir işyerine ait kaşe ve bir imza bulunduğu ve soruşturma esnasında sanığın suça konu abonelik sözleşmesini düzenlemediğini belirttiği için kararı kanun yararına bozma istemiyle ele almıştır. Kanun yararına bozma kararı verildiğinden dolayı, İstanbul Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararının da kanun yararına bozma konusu yapılıp yapılmayacağına karar verilmek üzere dosya Adalet Bakanlığı'na gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63/10 maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52/2 maddesi
19. Ceza Dairesi         2018/7237 E.  ,  2020/569 K.

    "İçtihat Metni"



    5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na muhalefet suçundan sanık ... Akel"in anılan Kanun"un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52/2. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/10/2016 tarihli ve 2016/545 esas, 2016/598 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 15/10/2018 gün ve 94660652-105-34-11153-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/10/2018 gün ve KYB 2018-84840 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 03/03/2016 tarihli ve 2014/21037 esas, 2016/1833 karar sayılı ilâmında yer alan, "... Sanığın, katılanın kimlik bilgilerini kullanarak hat çıkartan kişinin ... olup olmadığı konusunda gerekli araştırma yapmayarak abonelik sözleşmesi yaptığından bahisle özel belgede sahtecilik suçuna iştirak ettiği gerekçesi ile hakkında açılan kamu davasında, aşamalardaki savunmalarında suçlamayı red etmesi, Samsun Kriminal Polis Laboratuvarının 16.07.2012 tarihli raporunda sözleşme altındaki imzaların katılana ait olmadığının tespit edilmesine rağmen; sözleşme ile ekindeki nüfus cüzdan fotokopisi üzerindeki yazı ve rakamlar ile sözleşmedeki katılana atfen bulunan imzaların sanığın eli ürünü olduğu hususunda bir araştırma yapılmadan kararın verilmiş olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu sözleşme ile ekindeki belge üzerindeki yazı ve rakamlar ile sözleşmedeki katılana atfen bulunan imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması..." şeklindeki açıklamalar karşısında,
    Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın müştekinin bilgisi dışında nüfus cüzdanı fotokopisi ve kimlik bilgilerini kullanıp müşteki adına imza atarak sahte cep telefonu aboneliği sözleşmesi düzenlediğinden bahisle mahkûmiyetine karar verilmişse de, söz konusu abonelik sözleşmesi suretinin incelenmesinde Devinim Avea İletişim Merkezi isimli bir işyerine ait kaşe ve bir imza bulunduğu, bununla birlikte soruşturma esnasında ilgili Gsm şirketinden gelen yazı cevabına göre, abonelik sözleşmesini düzenlediği bildirilen bayi yetkilisi olan sanığın ifadesine başvurulduğu, ancak sanığın suça konu abonelik sözleşmesini kendisinin düzenlemediğini, imza ve yazı örneğinin kendisine ait olmadığını, söz konusu sözleşmenin alt bayi tarafından düzenlendiğini belirterek üzerine atılı suçlamayı reddetmesi karşısında, söz konusu hatta ilişkin abonelik sözleşmesi aslının dosyaya temin edilerek sanık, müşteki ve ilgili alt bayide çalıştığı bildirilen kişilerin imza ve yazı örnekleri temin edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, yargılama aşamasında da sanık aleyhine bir delil elde edilemeden, gerekçeli kararda atılı suçu adı geçen sanığın işlemiş olduğuna dair hiçbir delil ve gerekçeye yer verilmeden, yalnızca sanığa ön ödeme teklif edilip ödeme yapılmaması üzerine sanığın eyleminin sabit olduğundan bahisle mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
    Uyuşmazlığa konu somut ceza dava dosyasının İstanbul Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/01/2017 tarih, 2016/153 Esas, 2017/1 Karar sayılı dosyası olmasına rağmen kanun yararına bozmaya konu edilen dosyanın ise İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/10/2016 tarihli ve 2016/545 Esas, 2016/598 Karar sayılı kararı dosyası olduğunun anlaşılması karşısında, İstanbul Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/01/2017 tarih, 2016/153 Esas, 2017/1 sayılı kararının kanun yararına bozma konusu yapılıp yapılmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.