11. Hukuk Dairesi 2018/5635 E. , 2019/7078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17/11/2016 tarih ve 2014/283 E. - 2016/664 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 18/10/2018 tarih ve 2017/857 E. - 2018/1273 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 05/09/2011 tarihli Ortaklık Sözleşmesi kapsamında, ortaklık ve şirket esas sözleşmesinin hazırlanması, idare ile yapılan sözleşmelere görüş verilmesi, proje çalışmalarının yapılması ve kurulan şirketin faaliyete geçmesi yönünde çalışmaların yapılması için gerekli olan masrafların müvekkilince karşılandığını ve daha sonra payı oranında davalıya fatura edildiğini, farklı zamanlarda yapılan harcamalarla ilgili olarak davalı adına 11/09/2013 tarihli 767.000,00 TL bedelli ve 10/12/2013 tarihli 1.062.000,00 TL bedelli iki adet fatura tanzim edildiğini, fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, ancak işbu davaya sadece 10/12/2013 tarihli 1.062.000,00 TL bedelli faturanın konu edildiğini, diğer faturaya ilişkin hakların saklı tutulduğu, davalının 10/12/2013 tarihli faturayı ticari defterlerine kaydettiğini, ancak bedelini ödemekten kaçındığını, itirazın haksız olduğunu, ayrıca TTK’nun 1530/4.maddesi uyarınca 23.589,49 TL işlemiş faiz taleplerinde de haklı olduklarını ileri sürerek davalının icra takibinde 1.062.000,00 TL asıl alacak ve 23.589,49 TL işlemiş faize yönelik itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafından yapılan masrafların nitelikleri ve tarihleri dikkate alındığında yeni kurulan şirket için yapılan masraflar olduğunun anlaşıldığı, Ortaklık Sözleşmesinin “Ortağın Ödünç Vermesi” başlıklı 8.3. maddesi uyarınca bu masrafların davacıya yeni kurulacak şirket tarafından ödeneceği, bu ödeme yapılmadan şirket tarafından temettü ödemesi veya ortaklara başka ödeme yapılmayacağı, dolayısıyla bu masrafların davalı şirketten talep edilemeyeceği, davacının sözleşmesinin 16.4 maddesine dayanmasının da mümkün olmadığı, davanın sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar Ortaklık Sözleşmesinde davacının sözleşme uyarınca dava dışı şirket için yapacağı harcamalar hususunda açık bir hüküm bulunmamakta ise de, harcamaların yapıldığının ispatı halinde yükümlülüğünü yerine getirilmeye hazır olunduğu yönündeki davalı savunması ve faturanın BA formunda vergi olarak bildirmiş olması karşısında davacı tarafça faturaya konu alacağın varlığının ispat edilmiş olduğunun kabulünün gerekeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, takibin 1.062.000,00 TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle devamına ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi takibe dayanak olan faturaya davalı tarafından itiraz edilmemesine, faturanın davalı şirket defterlerine işlendiği hususunun davalı vekilinin 14.11.2018 tarihli temyiz dilekçesinde ikrar edilmiş olmasına ve HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 54.373,02 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 11.11.2019 tarihinde kesin olarak karar verildi.