Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6066
Karar No: 2019/1804
Karar Tarihi: 13.03.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/6066 Esas 2019/1804 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/6066 E.  ,  2019/1804 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR

    Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal tescil, terditli olarak asıl davada tenkis isteğine ilişkindir.
    Asıl ve birleştirilen davalarda davacı ..., mirasbırakan babası ... oğlu ...’in bir kısım mirasçının baskısıyla ve kendisinden mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak taşınmazlarını elden çıkardığını ileri sürerek asıl davada, davalı çocukları Ayşe, ... ve müteveffa ... ile torunu ..."e paylı olarak, devredilen 1328, davalı oğlu ..."e satış yoluyla temlik edilen 1466 ve 1642 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tescilini, olmadığı taktirde tenkisini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 2.200 TL ecrimisilin davalılardan tahsilini istemiş; birleştirilen davalarda, 1473 parsel ile 229 ve 664 parsel sayılı taşınmazların tedavülü ile oluşan 1621-1622-1623-1624-1625-1626-1554-1555-1608-1609-1641 parsel sayılı taşınmazları davalı çocukları ..., ..., müteveffa ... ile davalı torunları ..., ... ve Mevlane’ye satış yolu devrettiğini ileri sürerek anılan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında tescilini istemiştir.
    Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar, temliklerin gerçek bir satış olduğunu, mirasbırakanın ikinci evliliğini yapıp savurgan bir hayat sürdüğü için başkaca taşınmazlarını da sattığını, alım güçleri bulunduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlar; davalılardan ... 15.09.2006 tarihli dilekçesinde, davayı kabul ettiğini, taşınmazların hepsinin kısım kısım paylaşıldığını, taşınmazları, davalılar ..., ..., ..., Mevlane ile birlikte hileli olarak aldıklarını, mirasbırakanın para almadığını, iddiaların doğru olduğunu, davacı kız kardeşi Yılmaz’ın haklı olup ona bir şey verilmediğini, mirasbırakanın 90 yaşında olduğu için hiçbir itirazı olmadığını beyan etmiştir.
    Davalılardan ...’in kabul beyanına ve diğer delillere göre mirasbırakanın taşınmazlarını satmasını gerektirir ihtiyaç içinde olmadığı, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne dair verilen karar Dairece, “... eldeki davanın Dörtyol Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/138 esas 2008/90 karar sayılı dava dosyaları ile birleştirilerek bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş; Mahkemece bozma ilamına uyularak ve bu suretle birleştirilerek görülen davada, dava konusu 1473 parsel sayılı taşınmaz bakımından hükmen tescil edildiği gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu 1466 ve 1642 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davalı ...’in kabul beyanında bulunduğu; dava konusu 1609, 1622, 1555, 1608, 1624, 1625, 1328 ve 1641 parsel sayılı taşınmazlar bakımından iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile iptal tescile karar verilmiş; hüküm asıl ve birleştirilen davada davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1910 doğumlu mirasbırakan ... oğlu ...’in 24.12.2002 tarihinde ölümü üzerine davacı kızı ...ile davalı oğulları ..., ..., davalı kızı ... ile 2003 yılında ölen oğlu ...’in davalı eşi ve çocuklarının mirasçı kaldıkları, davalılardan ...’ın davalı ...’in, davalı Mevlane’nin müteveffa ...’in, davalı ...’in ise davalı ...’nin çocukları oldukları, kabul kapsamındaki dava konusu 1328 parsel (kök 97 parsel) sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken 5000/35350 payını 13.02.1996 tarihinde davalı kızı ...’ye satış yolu ile temlik ettiği, ...’nin de 3500/35350 payı uhdesinde bırakarak 1500/35350 payını 06.09.1996 tarihinde davalı oğlu ...’e satış yolu ile temlik ettiği, mirasbırakanın aynı taşınmazda 5000/35350 payını 11.04.1996 tarihinde davalı torunu ...’e, 5000/35350 payını 28.12.1996 tarihinde müteveffa oğlu ...’e, 5000/35350 payını 27.02.1998 tarihinde davalı oğlu ...’a, 5350/35350 payını 03.07.1998 tarihinde davalı torunu ...’e satış yolu ile temlik ettiği, 5000/35350 payını 10.09.1996 tarihinde dava dışı ...’a satış yolu ile devrettiği ve adı geçenin de bu payı 08.12.2000 tarihinde müteveffa ...’e satış yolu ile devretti, 5000/35350 payını 26.10.1999 tarihinde dava dışı torunu ...’e satış yolu ile temlik ettiği ve adı geçenin de bu payı 27.11.2001 tarihinde davalı ...’e (...oğlu) satış yolu ile devrettiği, dava konusu 1466 parsel sayılı taşınmazın 21.01.1981 tarihinde hükmen tescil yolu ile davalı ... adına tescil edildiği, dava konusu 1642 parsel sayılı taşınmazın (kök 229 parselin ifrazı ile 1619 ve 1620 parseller oluştu, 1619 parselin ifrazıyla 1621 ve 1622 parseller oluştu, 1621 parselin ifrazı ile 1623-1624-1625-1626 parseller oluştu, 1623 ve 1626 parselin tevhidi ile 1640 parsel oluştu, 1640 parselin ifrazı neticesinde 1641 ve 1642 parseller oluştu) 12.03.1997 tarihli rızai taksim işlemiyle davalı ... adına, dava konusu 1642 parsel sayılı taşınmazın da 405/2400 payı mirasbırakan, 1995/2400 payı davalı ... adlarına tescil edilip, mirasbırakanın bu taşınmazdaki 405/2400 payını 15.01.2001 tarihinde satış yolu ile dava dışı torunu ...’e temlik ettiği, adı geçenin de 27.11.2001 tarihinde satış yolu ile davalı ...’e (...oğlu) devrettiği, bu işleme ...’ın yaşı küçük olması nedeniyle anne ve babasının velayeten katıldığı, kök 229 parselin ifrazından oluşan dava konusu 1622 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken 19.11.1993 tarihinde satış yolu ile davalı torunu ...’e temlik ettiği, dava konusu 1624 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken 17.02.1994 tarihinde satış yolu ile davalı oğlu ...’e devrettiğini, dava konusu 1625 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken 17.02.1994 tarihinde satış yolu ile davalı oğlu ...’a temlik ettiği, kök 664 parselden gelen dava konusu 1608 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken 05.12.1995 tarihinde satış yolu ile davalı torunu Mevlane’ye temlik ettiği, dava konusu 1609 parsel sayılı taşınmazın (1554 ve 1607 parsellerin tevhidi ile oluştu) 28.09.1992 tarihli tevhit işlemiyle davalı ... adına tescil edildiği, dava konusu 1555 parsel sayılı taşınmazın 10.04.1991 tarihli ifraz işlemiyle 150/405 payı davalı ..., 255/405 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken mirasbırakanın payını 13.01.1997 tarihli satış işlemiyle davalı oğlu ...’a temlik ettiği, ret kapsamındaki dava konusu 1473 parsel sayılı taşınmazın 20.07.1981 tarihinde hükmen tescil yolu ile davalı ... adına tescil edildiği, dava konusu 1621 parsel sayılı taşınmazın dava konusu ve 1623-1624-1625-1626 parsellere gittiği, dava konusu 1623 ve 1626 parsellerin dava konusu 1641 ve 1642 parsellere gittiği, dava konusu 1554 parselin dava konusu 1609 parsele gittiği anlaşılmaktadır.
    Somut olgular ve toplanan delillerden; temliklerin muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Asıl ve birleştirilen davada davalıların bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.
    Ancak; dava konusu ve kabul kapsamındaki taşınmazlarla ilgili hüküm kurulurken mirasbırakanın veraset ilamı ile ilişkilendirilmeden infazda tereddüt oluşturacak ve denetime elverişli olmayacak şekilde hüküm tesisi isabetli değildir.
    Öte yandan, birleştirilen davalar birlikte görülmekle beraber ayrı dava olma özelliklerini koruduklarından her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmektedir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde hüküm kısmında isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve infaza imkân sağlayacak içerikte bulunmasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir.
    O halde, her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de hatalıdır.
    Asıl ve birleştirilen davada davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edenlere geri verilmesine 13.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi