21. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1417 Karar No: 2018/5604 Karar Tarihi: 25.06.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/1417 Esas 2018/5604 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2017/1417 E. , 2018/5604 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, 01.03.1981 tarihinden itibaren ödenmesi gereken tüm birikmiş eksik yaşlılık aylıklarına hak kazanılan tarihten ödeme tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 01/11/1955-27/02/1981 tarihleri arasındaki eksik hesaplanan sigortalı hizmet günlerinin yeniden toplanarak bağlanma tarihindeki yaşlılık aylığı miktarının yeniden hesaplanması ve buna göre eksik yaşlılık aylığı miktarının yasal faziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.. Mahkemece, Dairemizin 07/04/2016 tarih, 2015/12792 Esas ve 2016/6231 Karar sayılı Bozma ilamı üzerine davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya 01/02/1981 tarihi itibariyle 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 1960-1966 tarihleri arasında geçen 1932 günlük hizmetinin yaşlılık aylığının miktarının belirlenmesinde dikkate alınmadığının anlaşılmasından sonra Kurum tarafından 2014/Ocak ayında yapılan işlem ile aylığının yeniden hesaplandığı, 6283 sayılı Yasanın 5. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen geçici 39. madde gereğince intibak işlemlerinin 2013/Ocak döneminden itibaren uygulanmaya başlanması nedeniyle davacının aylığının bu aydan itibaren değiştiği ve 18/01/2013-17/01/2014 döneminde ödenmesi gereken farklar ile ilgili işlem yapıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacıya 01/02/1981 tarihinde bağlanan yaşlılık aylığına 5510 sayılı Yasanın geçici 39. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığından aylık bağlama tarihinde yürürlükte bulunan yasal mevzuat göz önünde bulundurularak davacının aylık miktarının hesaplanmasında dikkate alınmayan 1932 günlük sürenin dahil edilmesi suretiyle aylık bağlama tarihinde alması ve ödenmesi gereken aylığının ne kadar olduğunun bilirkişi vasıtasıyla hesaplattırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.