4. Hukuk Dairesi 2019/2273 E. , 2019/4973 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 23/08/2010 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/07/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 04/11/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı, ... plaka sayılı aracını davalılardan ..."e kiraladığını, aracın daha sonra sahte kimlik bilgileri ile davalı Noter ... tarafından düzenlenen noter satış senedi ile diğer davalı ..."ya devredildiğini, bu şekilde dolandırıldığını iddia ederek, öncelikle aracın aynen teslimini, olmadığı takdirde değerinin davalılardan tazminini talep etmiştir.
Mahkemece, davalılardan ... ve... yönünden davanın reddine, diğer davalı ... yönünden davanın kabulü ile aracın davacıya ait olduğunun tesbiti ile davacıya iadesine karar verilmiştir.
Davalılardan ... hükmü temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 988. maddesinde "Bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur." düzenlemesi mevcuttur.
Yine Türk Medeni Kanunu’nun 3. maddesinde ‘‘Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.’’ hükmü düzenlenmiştir.
Bir hakkın kazanılması için kişinin iyiniyetli olması gerekir. İyiniyet, hukuki niteliği itibariyle adi karinedir. Karine ise, bilinen bir olaydan bilinmeyen bir durumun çıkarılmasıdır. Karineler, adi ve kesin karine olmak üzere ikiye ayrılır. Adi karinelerin aksinin ispat edilmesi mümkünken, kesin karinelerin aksinin ispatı mümkün değildir. Ayrıca herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Fakat ispat yükü, karinelerin varlığı durumunda yön değiştirir ve karşı tarafa geçer.
Dosya incelendiğinde; davacının maliki olduğu aracı kendisini davalı ... olarak tanıtan dava dışı kişiye kiraya verdiği, daha sonra aracın dava dışı kişilerce sahte kimlik kullanılarak noter satış sözleşmesi ile davalı ..."ya devredildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu araç davacının zilyetliğinden rızasıyla çıkmış olup, bu aracı kiralayan dava dışı kişi emin sıfatıyla zilyettir. Bu kişinin davacıya yanlış kimlik bilgileri bildirmiş olması, yasanın aradığı anlamda şekli rızayı ortadan kaldırmaz. Zira, davacı aracını kiraya vermek isterken belli bir kişiye değil, kiralamak isteyen herhangi bir kişiye kiralamayı amaçlamıştır. Bu durumda kiralayan kişinin kimlik bilgilerinin doğru olup olmaması hususu davacı kiraya verenin katlanması gereken bir durum olup, iyiniyetli 3.kişi davalı alıcı ... aleyhine hukuki sonuç doğuramaz. Yukarıda anılan düzenlemeler ve izah edilen hususlar gereği, adı geçen davalı karine gereği iyiniyetlidir. Davalının iyiniyetli olmadığını davacı ispatlamak zorundadır. Davalının dava konusu aracı emin sıfatıyla zilyetten satın aldığı ve dosya kapsamına göre de iyiniyetli olduğu anlaşıldığından TMK’nin 988. maddesi uyarınca kazanımı anında korunmakta olup teslim anında malik sıfatını kazanmaktadır.
Şu durumda; TMK"nin 988. maddesi uyarınca davacıya ait araç rızasına binaen elden çıkmış olup, davalı alıcının kötüniyeti de ispat edilememiş olmakla, davanın davalı ... yönünden de reddi gerekir.
Belirtilen nedenlerle, değerli çoğunluğun onama yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir.04/11/2019