Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1769
Karar No: 2019/1802
Karar Tarihi: 13.03.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/1769 Esas 2019/1802 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/1769 E.  ,  2019/1802 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPT... VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptal tescil davası sonunda, davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararının davacı tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu ipt... ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, paydaşı olduğu 366 parsel sayılı taşınmaza “müşteri bulduğunu ancak pazarlık yapabilmesi için yetkiye ihtiyacı olduğunu” söyleyen davalı yeğeni ...’ye güvenerek taşınmazdaki payının satışı konusunda davalı ...’nin yakın arkadaşı olan davalı ...’yı vekil tayin ettiğini, ancak vekalet görevinin kötüye kullanılması ve davalıların el ve işbirliği içinde hareket etmeleri neticesinde payının davalı ...’ye satış suretiyle devredildiğini, herhangi bir satış bedeli ödenmediğini ileri sürerek 366 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ipt... ile adına tescilini istemiştir.
    Davalı ..., vekaletname kapsamında hareket ettiğini, para alışverişinde bulunmadığını bildirip davanın reddini savunmuş; davalı ..., davaya cevap vermemiş ancak istinafa cevap dilekçesinde açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
    Feri müdahil Sevim Bircan, dava konusu taşınmazın paydaşlarından olup davacının payının paydaş olmayan davalı ...’ye satışı nedeniyle ön alım davası açtığını, eldeki davanın ise ön alım davasından sonra ve sırf ön alım hakkının kullanılmasını engellemek için açıldığını, tarafların birlikte ve kötüniyetli olarak hareket ettiklerini bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararının davacı tarafça istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince; vekalet görevinin kötüye kullanıldığı yönündeki iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 366 parsel sayılı taşınmazın ¼ payı davacı adına kayıtlı iken davacı tarafından 08.09.2015 tarihli vekaletname ile yetkili kılınan davalı vekil Musa tarafından ¼ payın 18.000 TL bedelle 16.09.2015 tarihinde satış yolu ile davalı ...’ye temlik edildiği kayden sabittir.
    Bilindiği üzere, Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK"nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta m...k tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Öte yandan, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 308/1. maddesine göre, “ Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.” HMK 309. maddesine göre, kabulün dilekçe veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı, kabulün hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı, HMK 310. maddesine göre, kabulün hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, HMK 311. maddesine göre, kabulün kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı düzenlemelerine yer verildiği açıktır.
    Somut olaya gelince, kayıt m...ki davalı ..., istinaf aşamasında 24.10.2017 havale tarihli dilekçesiyle davayı kabul etmiştir.
    Hal böyle olunca; adı geçen davalının kabul beyanı nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi