Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6230
Karar No: 2018/5596
Karar Tarihi: 25.06.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/6230 Esas 2018/5596 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/6230 E.  ,  2018/5596 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    KARAR

    A)Davacı istemi:
    Dava,davacının yurt dışı borçlanmasına konu sürenin aylık bağlanmasında hangi döneme mal edileceğinin tespiti istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı :
    Kurum vekili; kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    İlk derece Mahkemesince,davanın ... ... hukukundan kaynaklanan niteliği, aynı ücreti yatırdığı halde borçlanmanın farklı tarihlere mal edilmesi nedeniyle yaşlılık aylıkları arasında oluşacak farkın anayasal eşitlik ilkesine aykırılık oluşturacak olması ve borçlanılan dönemin sigortalı lehine belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile Davanın kabulüne,
    1-Davacının 4/1-b maddesi kapsamında yaptığı borçlanmasının;
    21.03.1981-31.12.1982 tarihleri arasında 641 gün,
    10.06.1983-09.06.1984 tarihleri arasında 360 gün,
    29.08.1984-28.08.1985 tarihleri arasında 360 gün,
    10.06.1986-09.06.1987 tarihleri arasında 360 gün,
    01.01.1989-31.10.1990 tarihleri arasında 660 gün olmak üzere 2381 gün olduğunun,
    Davacının 4/1-a maddesi kapsamında yaptığı borçlanmasının;
    31.10.1985-31.12.1988 tarihleri arasında 1141 gün,
    01.01.1989-31.10.1990 tarihleri arasında 660 gün,
    01.11.1995-29.04.1998 tarihleri arasında 899 gün olmak üzere 2700 gün olduğunun tespitine karar verilmiştir.
    D) İstinaf Başvurusu :
    Davalı vekili tarafından; kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu gerekçesiyle istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür.
    E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesince, 3201 sayılı Kanun"un 5/1 fıkrasında yer alan düzenlemenin borçlanmaya konu sürenin mal edileceği dönemin belirlenmesine yönelik olmayıp borçlanılabilecek sigortalılık süresinin kaç gün olduğunun tespitine yönelik olduğu,böylece, farklı ülkelerdeki hizmet süresi veya prim ödeme gün sayısı belirleme yöntemleri arasındaki farklılıkların doğuracağı hak kayıpları önlenmek istendiği ve yeknesaklık amaçlandığı,sigortalının borçlandığı sürelerin ilgili aylara mal edilmemesi halinde aylığının düşük olması bir yana 23.05.2002 ve 01.06.2002 tarihlerinde mevcut sigortalılık sürelerinin azalması sonucunda sigortalıların aylığa hak kazanamamaları ihtimal dahilinde olup Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.09.2010 tarih ve 2010/21-302 E. 2010/438 K.sayılı kararında ifade edilen "...3201 Sayılı Kanun uyarınca yurt dışı hizmet borçlanması, yurt dışında geçmiş belirli/bazı sürelerin Türkiye"de geçmiş gibi değerlendirilmesidir. Borçlanılan yurt dışı çalışma süresi, tıpkı ihya edilen sigortalılık süreleri gibi ele alınmalı, bedelinin ödenmesi karşısında, ait olduğu devrede dikkate alınarak, tahsis istemi yönünden bir değerlendirme yapılmalıdır..." görüşünün de bu düşünceyi desteklediği ,ayrıca davacının 4/1-(a) bendi kapsamındaki borçlanmayı en lehine olacak biçimde talep ettiği ,o halde, davacının 4/1-(b) borçlanması gözetilerek 4/1-(a) bendi kapsamındaki borçlanma süresinin davacının en lehine olacak biçimde hizmete mal edilmesinin gerekli olduğu gerekçelerine dayanılarak, davacının ıslah talebi dikkate alınarak davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin kabulüne,... 16. İş Mahkemesinin 07.03.2017 gün ve 2016/278 E. 2017/86 K.sayılı kararının kaldırılmasına yerine,davanın kabulü ile, 4/1-(b) bendi kapsamında borçlanılan 2381 günlük sürenin yurt dışı hizmet cetvelinde yer alan sigortalılık süresi, işsizlik süresi ve ev kadını olarak geçen ve borçlanılması mümkün süreleri gözetilerek 06.02.1984 tarihinden itibaren davacının hizmetine mal edilmesine, 4/1-(a) bendi kapsamında borçlanılan 2700 günlük sürenin ise bu sürenin bitiminden itibaren yurt dışı hizmet cetvelinde yer alan sigortalılık süresi, işsizlik süresi ve ev kadını olarak geçen ve borçlanılması mümkün süreleri gözetilerek davacının hizmetine mal edilmesine karar verilmiştir.
    F)Temyiz :
    Davalı vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
    G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 Sayılı Yasa"nın 5. maddesinde;
    “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır."denilmektedir.
    Davacının iki farklı borçlanma talebi mevcuttur.08.06.2012 tarihinde Kuruma başvurarak yurt dışında geçen sürelerini borçlanma talep dilekçesinde herhangi bir süre belirtmeden borçlanma talebinde bulunduğu, Türk Vatandaşı olmadığı gerekçesi ile talebinin reddedildiği, davacı vekilinin 31.07.2013 tarihli dilekçesi ile 21.03.1981-30.05.2005 tarihleri arasındaki sürelerin 4/1-(a) bendi kapsamında borçlandırılmasını talep ettiği, Kurumun 02.12.2013 tarihli borç tahakkuk cetveli ile yurt dışında geçen 21.03.1981-31.12.1982 tarihleri arasında 641 gün, 10.06.1983-09.06.1984 tarihleri arasında 360 gün, 29.08.1984-28.08.1985 tarihleri arasında 360 gün, 10.06.1986-09.06.1987 tarihleri arasında 360 gün, 01.01.1989-31.10.1990 tarihleri arasında 660 gün olmak üzere toplam 2381 günlük süreyi 4/1-(a) bendi kapsamında düzenlediği, davacının 22.514,74 TL borçlanma bedelini 04.02.2014 tarihinde ödediği,daha sonra Kurum tarafından davacının 08.06.2012 tarihli 4a borçlanmasının o tarihte çalışması olmadığı için bağ kura aktarılarak 2380 gün karşılığı ödemesi 22.517,74 TLnin mahsup edildiği,yani daha önce sehven 4a kapsamında kabul edilen borçlanmanın ..."a aktarıldığının bildirildiği, Kurumun 2380 günlük borçlanma süresini "23.07.1996-08.07.1997 (346 gün), 06.08.1997-31.12.1998 (505 gün), 01.01.1999-29.03.2003 (1529 gün) olarak mal ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacının 03.02.2014 tarihli dilekçe ile 01.11.1990-30.05.2006 tarihleri arasındaki 2700 günü daha borçlanmak istediğini bildirdiği,Kurumun 25.02.2014 günlü yazı ile davacıya 18.10.1995-17.04.2003 tarihleri arasında 2700 günü borçlanma imkanı tanıdığı, 30.844,80 TL. borçlanma bedeli tahakkuk ettirildiği, 21.03.2014 tarihinde bedelinin Kurum hesabına ödendiği, daha sonra ... borçlanmasına istinaden bu süreyi düzelterek 06.02.1984-31.12.1988 tarihleri arasında 1764 gün, 01.01.1989-31.10.1990 tarihleri arasında 660 gün, 18.10.1995-22.07.1996 tarihleri arasında 276 güne mal edildiği,sonuçta Kurumun 01.10.2016 tarihli hizmet cetveline göre yurt dışı borçlanma sürelerinden; 23.07.1996-08.07.1997 tarihleri arasında 346 gün, 06.08.1997-31.12.1998 tarihleri arasında 505 gün, 01.01.1999-29.03.2003 tarihleri arasında 1529 gün olmak üzere 2380 günü 1479 sayılı Kanun kapsamında, 06.02.1984-31.12.1988 tarihleri arasında 1764 gün, 01.01.1989-31.10.1990 tarihleri arasında 660 gün, 18.10.1995-22.07.1996 tarihleri arasında 276 gün olmak üzere 2700 günü 506 sayılı Kanun kapsamında hizmete mal ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacının 08.06.2012 tarihli yurt dışı borçlanma talep tarihinde Türkiye’de 5510 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı bulunmadığından borçlanma talebinin 5510 sayılı Yasanın 4/b kapsamında kabul edilmesi ve Kurumun davacının 4/b kapsamındaki 2381 günlük ilk borçlanma talebini 3201 sayılı yasanın 5.maddesine göre son tarihten geriye doğru kabul etmesi doğrudur. İlk borçlanma işlemi iptal edilmedikçe geçerli olduğundan bu sürelerin Mahkemece değiştirilerek 4/a kapsamındaki borçlanmanın tarih aralığının da buna göre düzenlenmesi mümkün değildir. Dolayısıyla davacının 4/a kapsamındaki ikinci borçlanma talebinin de 4/b kapsamındaki borçlanmasının bittiği tarihten geriye doğru 2700 olacak şekilde mal edilmesine ilişkin Kurum işlemi 3201 sayılı Yasanın 5. maddesine uygun olup davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ :
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25/06/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi