12. Ceza Dairesi 2017/1227 E. , 2020/569 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, mühür bozma
Hüküm : Her iki suç açısından CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık ve mühür bozma suçlarından sanığın ayrı ayrı beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Her ne kadar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekili; temyiz dilekçesinin başlığında, hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyet, mühür bozma suçundan mahkumiyet ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ...’ın da ismini yazmış ise de; temyiz dilekçesinin içeriğinden; mahkemece sanık ... hakkında verilen beraat kararının bozulmasına yönelik temyiz talebinde bulunduğu açıkça anlaşıldığından, temyiz dilekçesinin içeriğine göre, sanık ... hakkında tesis edilen beraat hükmüne hasren yapılan incelemede;
1- Mühür bozma suçundan sanığın beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan "suçtan zarar görme" kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında;
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, mühür bozma suçu nedeniyle açılan davalara katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmaması karşısında; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise;
III. Derece doğal sit alanı içerisinde kalan 117 ada 20 parsel nolu taşınmaz üzerine koruma kurulundan izin alınmaksızın iki adet iki katlı bungalov inşaa ettiğinden bahisle sanık hakkında kamu davası açıldığı, dava konusu taşınmazın sanığın eşi temyiz dışı Cevriye adına kayıtlı olduğu, sanığın aşamalardaki beyanlarında, dava konusu eylemlerin eşi Cevriye tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürdüğü, temyiz dışı sanık ...’nin üzerine atılı suçu ikrar ettiği, eşi Hüseyin’in bir ilgisi olmadığını beyan ettiği, kolluk aşamasında tanık sıfatıyla dinlenilen muhtar Mustafa Tahan’ın ve keşif esnasında dinlenilen mahalli bilirkişi Mustafa Akyüz’ün yeminli beyanlarında; dava konusu yapıları temyiz dışı sanık ...’nin yaptırdığını beyan ettikleri anlaşılan dosya kapsamında;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, suç üstlenme hükümleri tartışılmadan sanığın beraatine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, sanığın beraatine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 16/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.