9. Hukuk Dairesi 2011/943 E. , 2013/10810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi davalının işyerinde koyunculuk şubesinde çalıştığını, işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin 18. maddesine aykırı olarak fazla mesai ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma ücreti ve hafta izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı işveren, davacının yazılı kayıtlar hilafına yapıldığı ileri sürülen çalışmaların doğru olmadığını, idarenin bir kamu kuruluşu olduğunu ve denetime tabi olması sebebiyle yapılan her işlemin kayıt altına alındığını, bu nedenle işçinin şahsi sicil dosyasının hilafına ileri sürülen çalışmaları kabul etmediklerini davacıya fazla mesai yaptırılmış ise toplu iş sözleşmesinin 22. maddesi gereğince ödemelerinin yapıldığını, davacının işe başladığı tarihten itibaren geriye yönelik olarak istediği fazla mesai alacaklarının 5 yıldan fazlasının zamanaşımına uğradığını, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. Davalı vekili duruşmada cevaplarını tekrarlamış, ıslah talebini ve bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davalının işyerinde çoban olarak çalıştığı, hafta tatillerini biriktirmek sureti ile toplu olarak kullandığı bunun dışındaki sürelerde fazla mesai yaptığı ve zamanaşımının ilk dava ile kesildiği gerekçesiyle taktiri indirim yapılarak fazla çalışma ücreti isteği kabul edilmiş, hafta tatili talebi reddedilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece davacının ıslah talebinden sonra ileri sürülen zamanaşımı defi, kısmi davanın alacağın tamamı için zamanaşımını kestiği gerekçesiyle dikkate alınmamıştır.
Borçlar Kanununun 133. maddesinde zamanaşımını kesen nedenler gösterilmiştir. Bunlardan borçlunun borcunu ikrar etmesi (alacağı tanıması), bu nedenlerden biridir. Borcun tanınması, tek yanlı bir irade bildirimi olup; borçlunun, kendi borcunun devam etmekte olduğunu kabul anlamındadır. Borç ikrarının sonuç doğurabilmesi için, eylem yeteneğine ve malları üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan borçlunun veya yetkili kıldığı vekilinin, bu iradeyi alacaklıya yöneltmiş bulunması ve ayrıca zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Gerçekte de borç ikrarı, ancak, işlemekte olan zamanaşımını keser; farklı anlatımla zamanaşımı süresinin tamamlanmasından sonraki borç ikrarının kesme yönünden bir sonuç doğurmayacağından kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Bu bağlamda BK. 139. maddesinden de söz edilmesi zorunludur.
Kısmi bir dava açılması halinde alacağın yalnız o kısım için zamanaşımı kesilir. Dava dışı kalan bölümü hakkında, zamanaşımı işlemeye devam eder. Dava dilekçesinde fazlaya dair hakların saklı tutulmasının bir önemi yoktur. Açıkça talep edilmeyen ve davanın konusunu oluşturmayan kısım yönünden zamanaşımının kesildiğinin kabulü yerinde değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.03.2013 gün, 2012/4-824 E, 2013/305 K. sayılı kararına göre de ıslahtan sonra ileri sürülen zamanaşımı defi dikkate alınmalıdır.
Islah dilekçesi verilerek davaya konu miktarların arttırılmasından sonra davalının usulüne uygun olarak ileri sürdüğü zamanaşımı defi değerlendirilmeli ve gerekirse bu yönden de bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
3- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ayda 4 gün hafta tatili iznini kullandığı, 2 gün de yıpranma izni kullandığı, yılda 30 gün yıllık izin kullandığı belirtilmekle birlikte, fazla çalışma ücreti hesaplanırken izin sürelerinin belirlenmesinin sağlıklı olmayacağı belirtilerek yılın tamamında her gün 14 saat fiili çalışma olmuş gibi hesaplamaya gidilmiş ve % 30 oranında indirim yapılmıştır. Taktiri indirim, işçinin izinde geçen günlerinin karşılığı değildir. Hastalık, mazeret, idari izin gibi nedenlerle, işçinin, açıkladığı şekilde mesaili olarak çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olmasına dayalı olarak indirime gidilmektedir.
Fazla çalışma ücreti hesaplama konusu dönem içinde davacı işçinin kullandığı yıllık izinler, hafta tatili ile yıpranma izinleri ve diğer izinler gün olarak düşülerek belirlenmeli indirimler daha sonra yapılmalıdır. Kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 990.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.