Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5901
Karar No: 2019/6977
Karar Tarihi: 27.11.2019

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5901 Esas 2019/6977 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla edinildiğini iddia ederek adına tescilini istemiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne ve belirli bir yüzölçümlü taşınmazın tesciline karar vermiştir. Ancak, davacının taleplerinin geri kalan kısmı reddedilmiştir. Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Bozma kararında, taşınmazın öncesinin orman olmadığını kesin delillerle kanıtlamayan davacının talebinin reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağı ve kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik yolu ile mülk edinmenin mümkün olmadığı açıklanmıştır. Bu nedenle, mahkeme tarafından verilen kararın bozulması uygun görülmüştür. Kanun maddeleri ise şöyledir: Medeni Kanunun 713. maddesi, 6831 sayılı Orman Kanunu, 766 sayılı Kanun.
20. Hukuk Dairesi         2017/5901 E.  ,  2019/6977 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ..... tarla mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve fen bilirkişi krokisinde (A) işaretli 7170,65 m² yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Dairenin 03.05.2011 gün 5072-5485 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “1) Davacı gerçek kişinin bilirkişi raporlarında (B) işaretli 5090,59 m², (C) işaretli 520,90 m² yüzölçümlü bölümlere ilişkin temyiz istemi yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (C) işaretli bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına, (B) işaretli bölüm yönünden de 1980 yılında orman niteliği ile tescil harici bırakıldığı, orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağı, orman kadastro çalışmalarının yapıldığı 1993 yılından itibaren dava tarihine kadar kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik yolu ile mülk edinme koşullarının oluşmadığı saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddine,
    2) Orman Yönetimi ve Hazinenin (A) işaretli 7170,64 m² yüzölçümlü bölüme yönelik temyiz itirazları yönünden; mahkemece yapılan inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, Medeni Kanunun 713 ve 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17. maddelerinde yazılı imar - ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yolu ile taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu kabul edilerek davanın kabulü yolunda hüküm kurulmuştur. Ne var ki; yörede 1980 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sonucunda düzenlenen ve bir örneği dava dosyasına getirtilen orijinalinden fotokopisi çıkarılmış kadastro pafta örneğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın Devlet Ormanı niteliğiyle tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. 1993 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazın da içerisinde yer aldığı arazinin orman tahdit hattı dışında kaldığı, yapılan uygulama ile belirlenmiştir. Her ne kadar, bilirkişi ve tanıklar taşınmazın öncesinin orman olmadığını,üzerinde imar- ihyayı gerektirecek nitelikte maki veya benzeri bitki örtüsünün bulunmadığını, taşınmazların davacı tarafından 50 - 60 yıldır kullanıldığını ifade etmişlerse de, kadastro işlemi olan tespit dışı bırakma işlemine, araziye ve eylemli duruma uygun düşmeyen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. Mevcut deliller karşısında taşınmazın öncesinin orman olmadığı, bunu iddia eden tarafça maddi ve kesin delillerle kanıtlanması gerekir. Davacı taraf, taşınmazın öncesinin orman olmadığını kesin delillerle kanıtlayamamıştır. 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi gereğince, "Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır." zaman içinde taşınmaz üzerindeki orman örtüsünün kaldırılmış olması o yerin orman niteliğini kaybettiği anlamına gelmez. Toprağı ile birlikte orman olan taşınmazın zilyetlikle iktisabı da mümkün değildir. Yine, HGK"nın 24/10/2001 gün ve 2001/8-964-751 sayılı ve 13/02/2002 gün ve 2002/8-183-187, 2004/8-15-7, 2004/8-242-292 ve 20. Hukuk Dairesinin 2008/20-214-241 sayılı kararları ile kadastro (tapulama) komisyonlarınca orman sayılarak tespit harici bırakılan yerlerde, yukarıda yazılı gerekçelerle orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağı, orman kadastro çalışmalarının yapıldığı 1993 yılından itibaren dava tarihine kadar kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik yolu ile mülk edinme koşulları oluşmadığı gibi, bu tarihler arasında sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği kabul edilmiştir.
    Davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ve gerekçelerle kabul yolunda hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir. Bozma kararına karşı davacı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulmuş ve Dairenin 14.11.2011 tarih ve 14099-12596 sayılı kararı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda, davaya konu olan (B) ve (C) harfli taşınmazlar yönünden mahkemece verilen ilk kararın onanması nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına, (A) harfli taşınmaz yönünden ise açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Yörede genel arazi kadastrosu 1980 yılında 766 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış ve çekişmeli taşınmazlar orman olarak tescil harici bırakılmıştır.
    Yörede dava tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre 1993 yılında yapılıp 31/12/1994 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine 27/11/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi