1. Ceza Dairesi 2019/3264 E. , 2019/3964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs, 6136 sayılı Yasaya aykırılık.
HÜKÜM : TCK"nin 81/1, 35, 29, 62/1, 53/1, 63/1. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası,
TÜRK MİLLETİ ADINA
Katılan ...’in, sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, katılan vekilinin bu suçtan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin, CMUK.un 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve mağduru öldürmeye teşebbüş suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç nitelikleri tayin, takdiri indirim nedenlerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma ve düzeltme nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan, sanık müdafiinin; sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet ve adam öldürmeye teşebbüs suçlarından verilen mahkumiyet kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanığın kastının öldürme olmadığına vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,
Sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
1- Gün üzerinden hükmedilen 25 gün adli para cezasının TCK"nin 52/2. maddesi uyarınca günü 20,00 TL"den paraya çevrilirken, hesap hatası yapılmak suretiyle, sanık hakkında 500,00 TL adli para cezası yerine 1.000,00 TL adli para cezasına hükmedilmesi,
2- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Yasanın 106/3. maddesi uyarınca, adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma tedbirine de karar verilebileceği gözetilerek, hükümde infaz yetkisini de kısıtlar şekilde adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin sanığa ihtar edilmesi,
3- 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Hususları bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASI, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak; hüküm fıkrasının mahsus bölümlerinde yer alan sanık hakkında sonuçta hükmedilen 1.000 TL adli para cezasının "500 TL adli para cezasına" indirilmesine ve bu miktar üzerinden infazına; hükümden "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine" ve "TCK"nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün "Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek TCK"nin 53/1-2-3. maddesinin tatbikine" şeklinde, değiştirilmesine, karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
Sanık hakkında mağdura yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan hükmün incelenmesinde;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın mağdura silahla 2-3 el ateş ederek toraks ve batina nafiz akciğer, dalak, ince ve kalın barsak yaralanmasına, 2 adet ateşli silah yaralanmasının tek başına ve birlikte mağdurun dalağının alınması ile organlardan birinin işlevinin sürekli yitirilmesine sebep olacak şekilde yaralayarak mağdurun yaşamsal tehlike geçirmesine neden olduğu olayda;
1- Mağdurda oluşan yaralanmanın niteliği, dolayısıyla meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre teşebbüs nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 35. maddesi ile yapılan uygulama sırasında üst sınıra yakın bir ceza tayini yerine 10 yıl hapis cezasına hükmedilerek eksik ceza tayini,
2- Mağdurdan sanığa yönelik haksız eyleminin ulaştığı boyut gözetilerek, haksız tahrik nedeniyle 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası öngören TCK"nin 29. maddesi uygulanması sırasında asgariye yakın bir ceza belirlenmesi yerine yazılı şekilde 12 yıl hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
3- 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Hususları bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 30/09/2019 gününde heyetimizden sayın Başkan vekili ... ve sayın Üye ...’in, sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkin karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY:
Sanık ... hakkında; katılan ..."ı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı Yasanın 81/1, 35, 29 ve 62. maddeleri uyarınca neticeten 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kararın taraf vekillerince temyiz istemi üzerine, Dairemizce yapılan inceleme sonrasında, sayın çoğunluk görüşü itibarıyle "..mağdurdan sanığa yönelik haksız eylemin ulaştığı boyut gözetilerek, haksız tahrik nedeniyle 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası öngören TCK.nin 29. maddesi uygulanması sırasında asgariye yakın bir ceza belirlenmesi yerine yazılı şekilde 12 yıl hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini..." şeklindeki bozma bendine, katılandan doğrudan sanığa yönelen bir haksız eylem bulunmadığı ve dolayısı ile sanık lehine TCK.nin 29. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile muhalifiz.
ŞÖYLE Kİ;
... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/09/2015 gün ve 2015/204 nolu kararında da vurgulandığı üzere,
"..katılanın sanığın kardeşi ile yaşadığı cinsel ilişki, ... 2. Aile Mahkemesinin dosyasında, sanığın kız kardeşi tarafından açılan babalık davası, katılanın çocuğun kendisinden olmadığını beyan etmesine karşılık, bebeğin babası olduğunun Adli Tıp raporu ile sabit olması karşısında, sanığın katılana yönelik eylemini haksız tahrik altında gerçekleştirdiğine kanaat getirildiği..." ni vurgulamaktadır.
Haksız tahrik nedeni olarak kabul edilen bu olgu, sanığı reşit kız kardeşi ile evli katılan arasındaki rızaya dayalı bir ilişki olup, ayrıca bu iki reşit kişi arasındaki babalık davasına ilişkin konuda, katılan tarafından doğrudan sanığa yönelik bir eylem olarak kabul edilmesi mümkün olamaz. Bu gerekçe ile Türk Medeni Yasa"sı çerçevesinde gelişen davaların tarafları arasında doğrudan tahrik nedeni olarak kabulü mümkün iken, bunun aileye de sirayeti yolu ile dolaylı şekilde tahrik nedeni olarak kabulü ceza hukuku ve sistematiğine uygun düşmediği, bu nedenle sanık lehine TCK.nin 29. maddesinin tatbiki mümkün olmadığı düşünce ve kanaati ile sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.
Muhalif Üye Muhalif Üye
... ...