6. Hukuk Dairesi 2021/4968 E. , 2021/918 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın direnilmesine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili tarafından 28/02/2011 tarihinde satın alınan ticari aracın "V kayışının kopması ve motorunun kilitlenmesi" üzerine 23/07/2012 tarihinde davalıya ait servise götürüldüğünü ve serviste garanti kapsamında tamir edilerek 27/07/2012 tarihinde aracın teslim alındığını, onarımdan kısa bir süre sonra 11/08/2012 tarihinde aynı arızanın tekrarlaması üzerine yeniden davalıya ait servise götürüldüğünü, arızanın aracın alt tarafına darbe almasından kaynaklandığı gerekçesiyle garanti kapsamında işlem yapılamayacağının belirtildiğini, aracın haftalarca serviste bekletildiğini, sigorta şirketine müracaat edilmesi üzerine sigorta eksperinin 28/09/2012 tarihli raporunda arızanın darbe nedeniyle oluşmadığının, servisin ileri sürdüğü iddiaların makul olmadığının ve kasko teminatı kapsamında değerlendirilmeyi gerektirir izahat getirilemediğinden kaskodan da yararlanılamayacağının bildirdiğini, bu sebeple aracın onarımının özel serviste gerçekleştirildiğini, davacının araç tamiri nedeniyle harcadığı 10.030,00 TL"nın rücuen tahsilini ve aracın kullanılamadığı günler için iş kaybı zararı için şimdilik 500,00 TL"nın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, aracın 28.02.2011 tarihinde trafiğe çıktığını, TBK m.231"de belirtilen zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığını, araçta üretimden kaynaklanan bir kusur bulunmadığını, aracın ilk olarak 58.039 km"de servise giriş yaptığını, bilahare 59.865 km"de servise getirildiğini, arızanın alttan aldığı darbeden kaynaklandığını, garanti kapsamında bulunmadığını, iş kaybına ilişkin iddiaların gerçek olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, satış tarihi ve somut olay itibariyle eski Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, 28.02.2011 tarihinde trafiğe çıkan aracın 23.07.2012 tarihinde hasarlı olarak servise getirildiği, 27.07.2012 tarihinde servis teslim fişi ile yapılan işlemlerin garanti kapsamında bedelsiz giderildiği, bilahare meydana gelen arızanın .... Otomotiv servisinde 06.09.2012 tarihinde incelemeye alındığı, hasarın kullanım hatasından meydana geldiğinin bildirildiği, sunulan bilirkişi rapor ve ek raporuna göre ileri sürülen ayıbın gizli ayıp niteliğinde olmadığı, üretimdeki ağır kusurdan söz edilemeyeceği, garanti süresinin teslimden itibaren iki yıl olduğu, dava tarihi itibariyle garanti süresinin geçmiş bulunduğu, BK"nın 207. maddesi uyarınca satılandaki ayıp daha sonra meydana çıksa bile müşteriye teslim vukuundan itibaren bir sene geçmekle sakıt olacağından 28.02.2011 tarihinden itibaren bir senelik zamanaşımı süresi geçtikten sonra 25.03.2013 tarihinde davanın açıldığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiş olup, temyiz incelemesi neticesinde (Kapatılan) Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 20.06.2016 tarih ve 2015/6380 E., 2016/3751 K. sayılı ilamı ile “taraflar arasındaki satış sözleşmesi gereğince, davalının davacıya 2 yıl süre ile garanti verdiği ileri sürülmüş olup, anılan iddia üzerinde durularak, zamanaşımı hakkında bir sonuca varılıp bu iddianın kabul görmemesi halinde, işin esasına girilerek taraf delilleri çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararı üzerine, yerel makemece "bozmaya konu garanti iddiasının önceki kararda zaten irdelendiği ve sonuca bağlandığı, aracın garanti süresi iki yıl olup teslimden itibaren başlayacağı ve teslim 28.02.2011 tarihinde gerçekleşmiş olup, dava da 25.03.2013 tarihinde açıldığından garanti süresi geçtiğinden" direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararının davacı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 24.06.2021 tarihli kararı ile "mahkemece bozmadan önce iki yıllık garanti süresi de değerlendirilerek davalının zamanaşımı def’inin irdelenmesi suretiyle sonuca varıldığı gözetildiğinde, bozma kararı üzerine mahkemenin önceki kararda zamanaşımı ile ilgili inceleme yapıldığı gerekçesiyle verdiği direnme kararının uygun olduğu" sonucuna varılmış ve diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
Dairemizce davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Davacı şirket tarafından davalıdan 28.02.2011 tarihinde satın alınan aracın, arızalı olarak ilk kez 23.07.2012 tarihinde davalıya ait servise getirildiği ve arızanın garanti kapsamında bedelsiz olarak giderilerek aracın 27.07.2012 tarihinde davacıya teslim edildiği, 11.08.2012 tarihinde aynı sebeple ikinci kez arızalanan aracın davalıya ait servise tekrar götürüldüğü ve servis tarafından yapılan inceleme sonucunda araçta meydana gelen arızanın alttan alınan darbeden kaynaklandığı ve üretimden kaynaklanan bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle garanti kapsamında onarım talebinin reddedildiği, davalı tarafça araç hakkında 2 yıl süre ile garanti verilmesi üzerine aracın 28.02.2013 tarihine dek garanti kapsamında olacağı ancak dava tarihine göre garanti süresinin de, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nda da öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça ileri sürülen zamanaşımı def"i sebebiyle mahkemece davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan ve somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 198. maddesine göre, müşteri kabz ettiği mebiin halini örf ve adete göre imkan hasıl olur olmaz muayene etmek borcu ile mükellef olup mebi de bayiin tekeffül altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu derhal bayie ihbar etmesi lazım gelir. Bunu ihmal ettiği halde mebii kabul etmiş sayılır. Meğerki mebide adi bir muayene ile meydana çıkarılamıyacak bir ayıp bulunsun. Bu kabilden bir ayıp sonradan meydana çıkarsa derhal bayie ihbar edilmelidir. Aksi takdirde, mebi bu ayıp ile beraber kabul edilmiş addolunur. Yine aynı kanunun "müruru zaman" başlıklı 207. maddesine göre, bayi daha uzun müddet için kefalet etmemiş ise, mebii ayıba karşı tekeffülden mütevellit her türlü dava, mebideki ayıp daha sonra meydana çıksa bile müşteriye teslim vukuundan itibaren bir sene geçmekle sakıt olur. Fakat müşterinin, bayi tarafından aleyhine ikame edilen davaya karşı mebiin tesliminden itibaren bir sene geçmeksizin ihbar ettiği ayıptan dolayı defi hakkı sene geçmekle sakıt olmayıp devam eder. Bayi müşteriyi iğfal etmiş ise bu bir senelik müruru zamandan istifade edemez.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler karşısında somut olay değerlendirildiğinde; davalı satıcının satım konusu araç için davacıya 2 yıl süre ile garanti verdiği, 28.02.2011 tarihinde satın alınan aracın, arızalı olarak ilk kez 23.07.2012 tarihinde davalıya ait servise getirildiği ve arızanın garanti kapsamında bedelsiz olarak giderilerek aracın 27.07.2012 tarihinde davacıya teslim edildiği, 11.08.2012 tarihinde aynı arıza ile davalıya ait servise başvurulduğu ancak davalının 06.09.2012 tarihli yazısı ile araçta meydana gelen arızanın alttan alınan darbeden kaynaklandığı ve üretimden kaynaklanan bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle garanti kapsamında onarım talebinin reddedildiği, davanın 25.03.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar yerel mahkemece dava itibariyle 1 yıllık zamanaşımı süresinin ve 2 yıllık garanti süresinin geçmiş bulunduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmişse de, tarafların da kabulünde olduğu üzere davacının 2 yıllık garanti süresi içerisinde aynı arıza ile davalıya ait servise 2 kez müracaat etmek suretiyle ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal ayıp ihbarında bulunma külfetini yerine getirdiği, BK"nın 207/II. maddesi gereğince aracın tesliminden itibaren garanti süresi içerisinde araçtaki ayıbı davalıya ihbar eden davacının bu ayıptan dolayı def"i hakkı dava tarihine göre garanti süresi geçmekle sakıt olmayıp devam edeceğincen, davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def"inin bu sebeple reddi ile işin esasıının incelenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olmuş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.10.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.