8. Hukuk Dairesi 2016/21433 E. , 2017/1653 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, 1434 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2015/10 E. sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, bahse konu taşınmaz üzerinde bulunan 300 m2 ahşap evin dededen kalma olduğunu, evi ve avlusunu kendi imkanları ile onarıp kullanılabilir hale getirdiğini, evin mutfağından banyosuna kadar kendisinin yenilediğini, evin yanına betonarme bir ahır inşa ettiğini belirterek dava konusu yerlerin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ...,davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan, ..., duruşma sırasında alınan beyanında, davayı kabul ettiğini belirtmiştir.
Davalılardan ..., davacının kendi menfaati için dava konusu eve ilişkin eklemeler yaptığını belirtmiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, dava konusu tapunun 1434 parsel nolu ahşap ev ve arsa niteliğindeki taşınmaz üzerinde yer alan ve dosya kapsamında fen bilirkişisi ... tarafından sunulan 11/01/2016 tarihli rapora ekli krokide sarı ile işaretli olarak "B" harfi ile gösterilen kiler, "C" harfi ile gösterilen banyo ve tuvalet, "D" harfi ile gösterilen mutfak, "A" harfi ile gösterilen depo, "E" harfi ile gösterilen ahır ve "F"harfi ile gösterilen kuruluğun davacı ... tarafından emek ve para harcanarak yaptırıldığının kabulü ile bu suretle yapıların davacı adına aidiyetinin tespitine karar verilmesine üzerine; hüküm, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava muhdesat tespiti isteğine ilişkindir.
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur(4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre, 1434 parsel sayılı taşınmaz üzerinde "B" harfi ile gösterilen kiler, "C" harfi ile gösterilen banyo ve tuvalet, "D" harfi ile gösterilen mutfak, "A" harfi ile gösterilen depo, "E" harfi ile gösterilen ahır ve "F"harfi ile gösterilen kuruluğun davacı ... tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken; muhdesatın aidiyeti şeklinde hüküm kurulması doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamış, hükmün 1.fıkrasının HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 2. bentte açıklanan sebeplerle hükmün 1. fıkrasındaki ""... davacı adına aidiyetinin tespitine ..."" ifadelerinin hüküm yerinden çıkartılmasına, bunların yerine ""...davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine ..."" ibarelerinin yazılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nın Geçici 3. maddesi yollaması ile HMK"nın 304. maddesi (1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası) gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda 1.bentte açıklanan sebeplerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 13.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.