Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2740
Karar No: 2019/4942
Karar Tarihi: 24.10.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/2740 Esas 2019/4942 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2019/2740 E.  ,  2019/4942 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Asıl ve birleşen dosya davacısı ... vekili Avukat ... ve Avukat ... tarafından, asıl ve birleşen dosya davalısı ... aleyhine 25/06/2004 ve birleşen dosya bakımından 31/05/2012 gününde verilen dilekçe ile kurum zararı sebebiyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 07/03/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava tarihi 25/06/2004 olduğu halde gerekçeli karar başlığında 11/12/2013 olarak yazılması maddi olarak değerlendirilmiş, bozma nedeni yapılmamıştır.
    Asıl ve birleşen dava, kurum zararı sebebiyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, davalının müvekkili kurum nezdinde su tahsildar görevlisi olarak çalıştığı dönemde yatırılan su paralarını kurum kayıtlarına yansıtmadan zimmetine geçirdiğini, davalı hakkında yapılan ceza yargılamasında yaptığı eylemi ikrar ettiğini, zimmete geçirilen para sebebiyle kurum zararının oluştuğunu belirterek tazminat isteminde bulunmuştur.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 22/05/2012 tarihli birleşen dava açılmadan önceki ilk kararında davanın kabulüne karar verilmiş davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 03/06/2013 gün 2012/11498 Esas ve 2013/10584 Karar sayılı ilamı ile davalı hakkında yapılan ceza yargılamasının sonucunun beklenmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiş; bozma ilamına uyma kararı alınarak davanın reddine karar verilmiş, birleşen dava konusunda hüküm kurulmamış, gerekçeli karar başlığında ve içeriğinde birleşen davadan söz edilmemiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesi uyarınca; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
    Dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin 25/06/2004 tarihli dava dilekçesi ile asıl davayı açtığı ve 31/05/2012 tarihli dava dilekçesi ile ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2012/310 Esas sayılı davanın açıldığı ve davalar arasında hukuki ve fiili bağlantının olması sebebiyle 2014/835 karar sayılı kararı ile asıl davaya ilişkin ilk kararın bozulmasından sonra asıl dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, birleşen dosyaya ilişkin bilgilerin karar başlığında gösterilmemesi ile gerekçede belirtilmemesi ve birleşen dava dosyası bakımından hüküm kurulmaması 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesine uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/10/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY YAZISI

    Aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması durumunda davalar birleştirilebilir (HMK 166). Birleştirme kararı verilmesi davaların bağımsızlıklarına halel getirmez. Bu bağlamda birlikte görülseler bile asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Bağımsızlığın kanun yolu bakımından sonucu ise asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı istinaf ve temyiz yoluna başvurabilmesi ve istinaf ve temyiz mahkemesince birlikte veya ayrı olarak kanun yolu denetimi yapılabilmesidir. Bir başka deyişle, taraflar asıl dava ile ilgili kurulan hüküm yönünden kanun yoluna başvurmadıkları halde birleşen dava ile ilgili kurulan hüküm yönünden kanun yoluna başvurabilirler. Aynı şey tersi durum için de geçerlidir. Yine istinaf ve temyiz mahkemesinin herhangi bir sebeple asıl davanın esasını incelemeden kararı kaldırması veya bozması, birleşen davanın esası; veya birleşen davanın esasını incelemeden kararı kaldırması veya bozması, asıl davanın esası; yönünden istinaf veya temyiz incelemesi yapmasına engel değildir.
    Somut olayda; davacının temyiz dilekçesi içeriğinden temyiz başvurusunun hem asıl hem de birleşen davaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Az yukarıda açıklandığı üzere asıl ve birleşen davadaki taleplerle ilgili olarak ayrı ayrı hüküm kurulmaması yasanın emredici hükmüne aykırı (HMK 297) ve kamu düzenini de ihlal eder nitelikte olduğundan mahkemenin birleşen dava ile ilgili hüküm kurmaması usulden bozmayı intaç eder. Ancak birleşen dava bakımından usulden bozma kararı verilmesi asıl davanın esas yönden temyiz incelemesinin yapılmasına engel teşkil etmez. Asıl davaya yönelik temyiz sebeplerinin de sonuçlandırılması gerekir.
    Buna göre, yerel mahkemece, ceza mahkemesinin maddi vakıayı tespit eden kararları dışındaki kararlarının hukuk hakimini bağlamayacağı, hukuk hakiminin borçlar hukuku uygulamasında haksız fiil teşkil eden zimmet eyleminin gerçekleştirip gerçekleştirilmediğini Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun ispata ilişkin kuralları çerçevesinde araştırması gerektiği düşünülmeksizin, davalı hakkında açılan ceza davasının zamanaşımı sebebiyle düşürüldüğü, dolayısıyla davalı hakkında mahkumiyet kararı bulunmadığı, bu bağlamda zimmet eyleminin oluşup oluşmadığının belirlenemediği gerekçesi ile asıl dava yönünden red kararı verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Hükmün ilave bu sebeple de bozulması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun karar usul yönünden bozulduğundan esasın incelenemeyeceğine ilişkin görüşüne iştirak etmiyorum. 24/10/2019

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi