10. Hukuk Dairesi 2021/716 E. , 2021/13230 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer"i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer"i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
"Davacının Şubat 2001-Nisan 2005 arasında davalı Üniversitede çalıştığının, sigortalılık başlangıç tarihinin Şubat 2001 tarihi olduğunun tespiti ile bu süreler içinde yatırılmayan primlerinin davalılarca yatırılmasına, bu hizmetlerinin diğer hizmetleri ile birleştirilmesine, Nisan 2005-Ağustos 2009 arasında asgari ücret üzerinden yatırılan SGK primlerinin bu dönemde alınan gerçek maaşı üzerinden yeniden düzenlenmesi ve eksik yatırılan primlerin davalılarca tamamlanmasını, davacının bu hizmetlerinin diğer hizmetleri ile birleştirilmesine" karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesinin Milletler arası anlaşma kapsamında kurulmuş özel statüye sahip Yükseköğretim Kurumu olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, asgari ücretin üzerindeki ödemenin yurtdışı tazminatı olduğunu, primden muaf bulunduğunu, davacının yaklaşık 9 yıl çalıştığını, bu durumu zımnen kabul etmiş olduğunu belirtilerek, davanın reddini istemiştir.
Fer"i müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde talebin; hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARAR
İlk derece mahkemesince; "1-Davanın kabulü ile;
-Davacının, 14/02/2001-31/03/2005 tarihleri arasında, 08/03/2019 tarihli bilirkişi raporunun ek tablosundaki fark prim esas kazanç sütunundaki ücretlerle davalı Üniversite"ye ait işyerinde çalıştığının tespitine,
-Davacının, 01/04/2005-31/08/2009 tarihleri arasında, Kuruma bildirilen prim esas kazançların yanı sıra ilaveten 08/03/2019 tarihli bilirkişi raporunun ek tablosundaki fark prim esas kazanç sütunundaki ücretlerle daha davalı Üniversite"ye ait işyerinde çalıştığının tespitine,
-08/03/2019 tarihli bilirkişi raporu ve ekinin kararın eki sayılmasına," şeklinde karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, 1)Davalı üniversite ve feri müdahil kurum vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Fer"i müdahil Kurum vekili, eksik araştırma olduğundan bahisle hükmün bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Anayasamızın 141. maddesinde, yargılamanın aleniyeti ilkesi benimsenmiştir. Bunun anlamı yargılama açık olarak yapılacak ve yargılamanın sonunda verilen karar da açıkça belirtilecektir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 149. (HMK’nun 28.) maddesinde de bu husus belirtilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381. (HMK’nun 294.) maddesi gereğince mahkeme, hazır olan tarafları iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi en az aynı Kanunun 388. (HMK’nun 297.) maddesinde belirtilen hüküm sonucunun tutanağa geçirilerek okunması suretiyle olur.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesinde, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde :
“(1)Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 389. (HMK’nun 298.) maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Bu hükümden anlaşılacağı gibi, mahkeme hükmünü gerekçesi ile birlikte tam olarak yazmış olsa bile, bunu duruşma tutanağına tamamen yazdırması ve okunması gerekir. Bir başka ifade ile mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi, verilen kararla, ne şekilde tefhim edildiğinin duruşma tutanağına yazılması zorunludur. Aynı maddenin son fıkrası gereğince de zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli bir süre içinde yazılması mümkündür.
Kısa karar, bir davayı sona erdiren (Niha-i) temyizi mümkün olan son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Asıl olan kısa karardır. Bu gibi hallerde de Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. (HMK’nun 297.) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararında buna uygun olarak düzenlenmesi gereklidir. (10/04/1992 gün ve 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı) Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 2011/21-23 E. - 268 K., 2012/6-97 E. - 203 K., 2012/10-149 E. - 291 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Somut olayda; bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına dair hüküm kurulmuş ise de, verilen karar infaza elverişli değildir.
Böyle bir hükmün infazı sırasında bir faydası olmayacağı gibi, tam aksine tereddüt oluşturacağı da açıktır. Açıklanan nedenlerle, kamu düzeni amacıyla konulmuş, emredici hükümlerden olan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı olarak davanın yürütülüp sonuçlandırılması ve yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, davacının talep konusu dönem içinde her bir takvim yılı içerisinde hangi tarihlerde ne kadar süre ne ücretli ile çalıştığının açıkça ve tek tek tereddüte mahal bırakmaksızın belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hükme esas kılınan bilirkişi raporuna atıfta bulunmak suretiyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O hâlde, fer"i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... bölge adliye mahkemesi 10. Hukuk dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.