Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/8561 Esas 2019/6853 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/8561
Karar No: 2019/6853
Karar Tarihi: 14.05.2019

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/8561 Esas 2019/6853 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmaktan suçlu olduğuna ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen \"kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak\" kabahatini oluşturduğuna karar vermiştir. Ancak, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar geçen sürede soruşturma zamanaşımı süresi olan 3 yılın dolması nedeniyle idari para cezası verilmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda yer alan kanun maddeleri: TCK.nın 268. maddesi, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi, Kabahatler Kanununun 20/2-c maddesi, 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi, Kabahatler Kanununun 24. maddesi, ve Kabahatler Kanununun 20/1. maddesidir.
8. Ceza Dairesi         2017/8561 E.  ,  2019/6853 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması gerektiği, somut olayda; uygulama yapan kolluk görevlilerince yolda yürürken şüpheli hareketleri nedeniyle durdurulan sanıktan kimlik istenilmesi üzerine, mağdura ait nüfus cüzdanını ibraz ettiği, ancak kimlikteki fotoğrafın hükümlüye benzemediğinin görülmesi üzerine hükümlüye kimlik bilgileri tekrar sorulunca kendi kimlik bilgilerini verdiği ve tutanakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği olayda, sanık hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı anlaşılmakla, TCK.nın 268. maddesinde tanımı yapılan suçun unsurlarının oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. madde ve fıkrasında düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğunun gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması, eyleminin Kabahatler Kanununun 40. maddesinde “Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınılması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması” şeklinde tanımlanan “kimliği bildirmeme” kabahatini oluşturacağı bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşturduğu, bunun da aynı maddeye göre idari yaptırımı gerektirdiği, ancak anılan Yasanın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden karar tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre aynı Yasanın 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 1412 sayılı CMUK.nın 322. ve Kabahatler Kanununun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 14.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.