18. Ceza Dairesi 2018/8388 E. , 2019/5303 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Denizli (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/04/2010 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Denizli (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararının sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, karar tarihi itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu gerekçesiyle temyiz isteğinin reddi ile inceleme konusu diğer suç olan tehdit suçu yönünden bozulmasına dair Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 03/12/2015 tarihli ve 2013/29743 esas, 2015/39106 karar sayılı ilâmı üzerine, dosyanın yeni esasa kaydedilmesi suretiyle tekrar ele alınarak sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Denizli 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2016 tarihli ve 2016/235 esas, 2016/641 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21/12/2018 gün ve 103465 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Denizli (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/04/2010 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine hükmün açıklanmasına ilişkin Denizli (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararının temyiz isteğinin reddi kararı ile kesinleştiği gözetilmeksizin, inceleme dışı tehdit suçu yönünden bozma ilâmı üzerine; hakaret suçu bakımından, hükmün tekrar açıklanarak sanığın mükerrer olacak şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu olayda, sanık hakkında hakaret ve tehdit suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, denetim süresi içinde suç işlediğinden bahisle Denizli (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararıyla açıklandığı, bu kararın sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 03/12/2015 tarih, 2013/29743 esas, 2015-39106 sayılı kararıyla hakaret suçundan açıklanan hükmün kesin olması nedeniyle temyiz isteğinin reddine, tehdit suçundan kurulan hükmün ise duruşma açmadan savunma hakkını kısıtlayacak biçimde karar verildiğinden bahisle bozulduğu, bozma sonrası mahkemece hakaret suçundan verilen hükümle ilgili temyiz isteğinin reddine karar verilip hükmün kesinleştiği halde hakaret suçundan yeniden hüküm kurulduğu görülmüştür.
Denizli (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararıyla hakaret suçundan hükmün açıklanmasına karar verildiği ve hüküm temyiz edilemez nitelikte olduğundan kesinleştiği anlaşılmaktadır. CMK"nın 231/11. maddesinde yer alan, "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabilir" şeklindeki düzenleme karşısında, mahkemece duruşma açılarak, sanığın duruşmaya çağrılması, varsa diyecekleri sorularak yapılan yargılama sonucuna göre aynı Kanunun 230. maddesi uyarınca hüküm fıkrasında bulunması gereken bütün hususlar da gözetilerek yeniden hüküm kurulması ve bu hükmün açıklanması gerektiği gözetilmeden, Denizli (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararında sanığın savunma hakkını kısıtlayacak biçimde duruşma açılmaksızın karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Y.C.G.K."nın 17/07/2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27/03/2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hakaret suçundan sanık hakkındaki Denizli (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararında saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 19/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.