8. Hukuk Dairesi 2014/25857 E. , 2017/1644 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, tarafların ortak murisi...."ın 10.04.1989 tarihinde vefat ettiğini, ortaklığın giderilmesi davasına konu 4 parsel üzerinde bulunan zemin +1 katlı binanın 1. katının vekil edeni tarafından yapıldığını açıklayarak, taşınmaz üzerinde bulunan binanın 1. katının vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davaya konu muhdesatın tarafların ortak murisinden kaldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, yapılan araştırma ve soruşturma ile toplanan delillerin hüküm vermeye yeterli olmadığı gerekçesi ile Yargıtay 7. Hukuk Dairesi"nin 24.04.2012 tarih ve 2011/3809 Esas, 2012/2990 Karar sayılı ilamı ile BOZULMASI üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti talebine ilişkindir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku"nda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Ne var ki; çoğun içinde azı da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden muhdesatların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır.
3- Muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir.
Ayrıca, az yukarıda açıklanan esaslar dikkate alınarak yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK"nın 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacılar yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları oranında, elbirliği mülkiyetin sözkonusu olması halinde ise miras payları oranında sorumlu tutulmaları gerekir.
Somut olaya gelince, dava konusu muhdesatın üzerinde bulunduğu 4 parsel sayılı taşınmaz davacı ile davalıların ortak murisi .... adına kayıtlı olup elbirliği mülkiyeti söz konusudur. Hükme esas alınan 23.09.2010 tarihli inşaat bilirkişi raporuna göre davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilen muhdesatın dava tarihi itibari ile değeri 54.008,64-TL"dir. Dosya arasında bulunan muris..."a ait veraset ilamından da anlaşıldığı üzere davacıya ait pay toplamı 3/16 olup dava edilen davalılar payı toplamı ise 13/16"dır. Davalıların toplam 13/16 payına isabet eden dava değeri 43.881 TL"dir. Bu miktar üzerinden alınması gereken karar ve ilam harcı 2.997 -TL olup, 148,50 -TL peşin harç ve sonrasında 752- TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 900,50- TL harç alınmıştır. O halde davalılardan alınması gereken karar ve ilam harcının kalan kısmı 2.096,50-TL olduğu halde, alınması gereken harç 3.689,33 TL kabul edilerek, geriye kalan kısım 2.788,83 TL olarak belirlendiği gibi, yukarıda belirtildiği üzere kabule konu dava değeri (43.881- TL) üzerinden davacı yararına hükmedilecek vekalet ücreti 5.126 - TL olduğu halde 6.240-TL olarak belirlenmiştir.
Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ne var ki; bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden temyiz edilen hükmün 1, 2, 3, 4 ve 5. fıkralarının HUMK"un 438/7 (HMK 370) maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentte açıklanan sebeplerle; hükmün 1. fıkrasındaki “... mülkiyetinin davacıya ait olduğunun ... ” ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “ ... davacı tarafından meydana getirildiğinin ... ” ibarelerinin yazılmasına, hükmün 2. fıkrasındaki “ ... 3.689,33 ... ” rakamının hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “ ... 2.997 ...” rakamının yazılmasına, hükmün 2. fıkrasındaki “ ... 2.788,83 ...” rakamının hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “... 2.096,50 ...” rakamının yazılmasına, hükmün 3.fıkrasındaki “... 6.240,95 ...” rakamının hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “... 5.126 ...” rakamının yazılmasına, hükmün harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin 2,3, 4 ve 5. fıkralarına “... davalılardan ...” ibaresinden sonra gelmek üzere “... miras payları oranında ...” ibarelerinin yazılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. fıkrası gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, davalıların sair temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine
13.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.