21. Hukuk Dairesi 2016/7888 E. , 2018/5571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, iş kazası sonucunda davacıda oluşan sürekli iş göremezlik oranunın %100 olduğu, iş kazasının meydana gelişinde davacının %20, davalının %80 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
3-İlke olarak iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan sigortalının veya ölümü halinde hak sahiplerinin maddi zararı hesaplanırken öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir. Gerçek ücret, işçinin kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücrettir. Gerçek ücretin saptanmasında işyeri kayıtları, ücret bordroları araştırılmalı, bordrolardan ücretin saptanamaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu, emsal işçilerin aldığı ücret gözönünde tutulmalı, gerekirse meslek kuruluşu ve odalardan durum sorularak gerçek ücret saptanmalıdır.
Davacının kaza tarihi ve sonrasında davalı işyerinde çalışmaya devam ettiği saptanır ise işyerinden imzalı ücret bordroları getirtilerek bilinen ücretlere göre hesap yapılması gerekir.
İşyerinde toplu iş sözleşmesi uygulanıp uygulanmadığı ve uygulanmakta ise sigortalının sendika üyesi olarak veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanmadığı mutlaka belirlenmelidir. Asgari ücret ile varsa toplu iş sözleşmesinin uygulanması kamu düzenine ilişkin olup talep olmasa dahi re"sen uygulanması gerektiğinden olay tarihinden hüküm tarihine kadar işyerinde uygulanmakta olan tüm toplu iş sözleşmeleri getirtilerek tazminatın belirlenmesinde esas alınmalıdır.
Somut olayda, davalı tarafın işyerinde toplu iş sözleşmesi uygulaması bulunduğu, davacının da sendikalı olduğu yönündeki beyanları gözden kaçırılarak bu yöndeki iddialar araştırılmaksızın hesaplama yapılması hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle davaya konu işyerinde bağıtlanmış kaza tarihinden hüküm tarihine kadar tüm toplu iş sözleşmeleri ile davacının sendikalı işçi olup olmadığına, sendika üyesi değilse dayanışma aidatı ödeyip ödemediğine ilişkin kayıtları getirtmek, toplu iş sözleşmesinin varlığı ve davacının sendikalı işçi olması veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanması halinde bilinen dönem için geçerli toplu iş sözleşmelerini dikkate alarak gerçek ücreti tereddütsüz olarak belirlemek, sonrasında maddi zararı yeniden hesaplatmak ve oluşacak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2016 yılı ...’nin 10. Maddesinde, manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden nispi olarak hesaplanacağı, davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına nispi vekalet ücretinin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği, manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda ise; manevi tazminat açısından vekalet ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Buna göre mahkemece, davacı taraf lehine maddi tazminat açısından ayrı, manevi tazminat açısından ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, kabul edilen maddi ve manevi tazminat tutarlarının toplamı üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.