Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3796
Karar No: 2020/217
Karar Tarihi: 03.02.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3796 Esas 2020/217 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/3796 E.  ,  2020/217 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalı banka tarafından, davacı aleyhine İzmir 22. İcra Müdürlüğü"nün 2014/1121 esas ve 2010/8581 esas sayılı dosyalarından dava dışı Mehmet Yalım Akyeli’nin davalı bankadan almış olduğu iki ayrı kredi kartı sözleşmesinde yer alan kefaleti nedeniyle davacı hakkında icra takibi yapıldığını, İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2014/1121 esas sayılı dosyasına konu kredi kartı sözleşmesinde kefalet limiti olan 75,00 TL’yi davalı bankaya ödediğini, davacının herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, diğer dosya bakımından ise sözleşmede kredi limiti bölümü boş bırakıldığından ve davacının imzası bulunmadığından sözleşmenin davacı açısından geçersiz olduğunu, sözleşme tanzim tarihlerinin 1995 yılı olup, sözleşmenin kurulma tarihinden itibaren 10 yıl geçtiğini, kefaletlerin geçersiz olduğunu ileri sürerek, davacının bahsi geçen icra dosyalarından davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davacı hakkındaki takiplerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, icra takiplerinin sözleşme ve mevzuata uygun olarak yapıldığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, 6502 sayılı T.K.H.K."nun geçici 1. maddesi gereğince uygulanması gereken aynı Kanunun 4/6 maddesinde, tüketici işlemlerinde tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatların her ne isim altında olursa olsun adi kefalet olacağının belirtildiği, Borçlar Kanunu"nun 585. maddesinde ise adi kefalette asıl borçlu hakkındaki takip semeresiz kalmadan adi kefil hakkında takip yapılamayacağının belirtildiği, davaya konu her iki icra takibinin dayanağı olan kredi kartı üyelik sözleşmelerinde davacının kefil olduğunu ve kefaletinin kanun gereğince adi kefalet sayılacağını, bu nedenle asıl borçlu hakkındaki takip semeresiz kalmadan kefil hakkında icra takibi yapılamayacağını, ayrıca 2010/8581 sayılı dosyanın dayanağı kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı kefil hakkındaki icra takiplerinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/15763 esas ve 2018/681 karar sayılı ve 15.02.2018 tarihli kararı ile “Dava iki ayrı icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne denilmiş ise de, davaya konu icra dosyalarından bahsedilerek bu icra dosyalarından dolayı borçlu bulunmadığının tespiti şeklinde hüküm oluşturulmamıştır. Bu durumda hüküm fıkrası infazda tereddüt oluşturduğundan bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl borçlu hakkındaki takibin devam ettiğinin anlaşıldığı, davacının her iki icra takibine dayanak olan kredi kartı üyelik sözleşmelerinde kefil olarak imzasının bulunduğu, asıl borçlunun dava dışı kişi olduğu, 6502 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesi atfı ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 4/6. Md. nedeniyle tüketici işlemlerinde tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatların her ne isim altında olursa olsun adi kefalet sayılacağı, Borçlar Kanunu’nun 585. md. gereğince asıl borçlu hakkındaki takip semeresiz kalmadan adi kefil hakkında takip yapılamayacağı, davacı kefil hakkındaki icra takiplerinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    SONUÇ: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 03.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi