1. Hukuk Dairesi 2019/2669 E. , 2021/3815 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 2012 yılında boşandığı eski eşi davalı ...’a evlilik birliği içerisinde duyduğu güven nedeniyle taşınmaz satışını da içeren geniş yetkili vekaletname verdiğini, adına kayıtlı araçların davalı tarafından satıldığını öğrenince ve evlilik birliği de sona erdiği için davalıyı vekillikten azlettiğini, ancak maliki olduğu dava konusu 5 ada 12 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 75 no’lu bağımsız bölüm ile 5 ada 15 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 138 no’lu bağımsız bölümün, azilnameden sonra davalı vekil Altan tarafından davalı kardeş...’ya muvazaalı olarak satış yoluyla temlik edildiğini, herhangi bir satış bedeli ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalı ...’nın da iyiniyetli olmadığını, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, olmazsa bedelin tahsilini istemiştir.
Davalı ..., satışa dayanak vekaletnamenin geçerli olup azilname bulunmadığını, ticari hayatı gereği ve zaman zaman yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle geri almak üzere taşınmazlarını davacıya devrettiğini ya da doğrudan davacı üzerine taşınmaz aldığını, dava konusu taşınmazların kendisine ait olduğu halde inançlı işlem gereği davacı adına tescil edildiğini, evlilik birliği resmi olarak sona erse de davacı ile birlikte yaşamaya devam ettiklerini, vekil sıfatıyla yaptığı pek çok işleme davacının icazet verdiğini belirterek davanın reddini savunmuş; 19.01.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle, inançlı işlem yönündeki savunmasını hile hukuksal nedeni olarak ıslah ettiğini, davacının hilesi sonucu dava konusu taşınmazların davacı üzerine tescil edildiğini beyan etmiştir.
Davalı ..., satışa dayanak vekaletnamenin geçerli olduğunu, satış bedelini davalı vekile nakten ödediğini, davacı ile davalı vekil arasındaki inançlı işlemleri bildiğini, iyiniyetli 3. kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalı ...’nın da iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.09.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... vd. vekili Avukat..., Av. ... ... ile temyiz edilen davacı ... Tutkun ve vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkin olup; ilk derece mahkemesince, davanın kabulü ile iptal tescile dair verilen kararın davalılar tarafından istinafı üzerine bölge adliye mahkemesince, davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle davacının satış iradesinin bulunmadığının fiilen birlikte yaşadığı davalı ... tarafından bilinip, Altan’ın kardeşi olan diğer davalı ...’nın da bu durumu bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda olduğu gözetilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yönlere ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
Bilindiği üzere; harç kamu düzeninden olup re’sen gözetilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.
Somut olaya gelince; davalıların birlikte hareket etmeleri sebebiyle sorumluluklarının müteselsil olduğu açıktır. Dava konusu taşınmazların dava tarihi itibariyle keşfen saptanan toplam değeri 590.800,00 TL olup; bu değer üzerinden davalılardan müteselsilen alınması gerekli istinaf karar harcı 40.357,54 TL olduğu halde, bölge adliye mahkemesince her iki davalı yönünden ayrı ayrı istinaf karar harcına hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki; anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
Temyize konu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25.03.2019 tarih 2018/2416 Esas 2019/655 Karar sayılı hüküm kısmının 2. fıkrasında yazılı “Davalı ..."dan alınması gereken 40.360,00TL. İstinaf karar harcından peşin alınan 10.90,00TL. nin mahsubu ile bakiye 30.270,00TL.nin davalı ..."dan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA” ifadesi ile 3. fıkrasında yazılı “Davalı ..."dan alınması gereken 40.360,00TL. İstinaf karar harcından peşin alınan 10.90,00TL.nin mahsubu ile bakiye 30.270,00TL. nin davalı ..."dan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA” ifadelerinin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak bu fıkraların yerine 2. fıkra olarak “ Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 40.357,54 TL istinaf karar harcından davalılar tarafından yatırılan toplam 20.180,00 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 20.177,54 TL istinaf karar harcının davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına” ifadesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.