10. Hukuk Dairesi 2014/838 E. , 2014/7548 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi
Tarihi :31.10.2013
No :2013/157-2013/385
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılardan Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) 01.01.1987 günü itibarıyla 506 sayılı Kanuna göre tescil edilen davalılardan H.. D.. adına kayıtlı 515478.34 sicil nolu işyerinde 01.10.1987 tarihinde çalışmaya başladığı yönünde hakkında “Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi” düzenlenen davacının, davalı işyerinden adına gerçekleştirilen herhangi bir hizmet bildiriminin bulunmadığı belirgin olup, bu işyerinde şoför olarak 01.10.1987-01.10.1989 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak geçen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davada mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı işyerinde 01.10.1987 tarihinde 1 gün çalıştığının tespitine karar verilerek istem kısmen hüküm altına alınmıştır.
Dava 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan, mülga 506 sayılı Kanunun 79/10 hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
İnceleme konusu davada, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar vermiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Bu bakımdan; mahkemece, talep edilen çalışma dönemindeki gerçek işveren veya işverenler belirlenmeli, işverenlerin sorumluluğu ve süresi ayrıştırılmalı, bu bağlamda işverenlerin vergi kayıt ve faaliyetleri ile tescil durumu ilgili vergi dairesinden ve ticaret sicili memurluğundan araştırılmalı, davacının çalışmasının süresinin ve niteliğinin belirlenmesi için, davacı tanıkları H.. Ş.. ve M.. Ç.."ın vergi kayıtları getirtilmek ve gerekirse kolluk araştırması yaptırılmak suretiyle komşu işyeri tanıkları olup olmadıkları tespit edilmeli, tarafların gösterdiği tanıklarla yetinilmeyip, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan başka işverenler ve çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, davacının kullandığı araçlarla ilgili olarak dava konusu dönemde düzenlenmiş trafik ceza kayıtları ilgili idari birimden celp edilmeli, davacının kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu, çalışmanın varlığı ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.