
Esas No: 2010/23245
Karar No: 2011/727
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2010/23245 Esas 2011/727 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
MİRASÇILARI
DAVA TÜRÜ :Boşanma
KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davacı Mirasçıları
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 12.10.2010 gün ve 16755-16678 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle, ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, hesaplanan 172.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca 38.20 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğuyla karar verildi. 24.01.2011 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Davacı, boşanma hükmü kesinleşmeden 22.2.2010 tarihinde ölmüştür. İlk hüküm bu nedenle 25.3.2010 tarihinde bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak, Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince ölen davacının mirasçıları tarafından takip edilen davada; “davalının kusurlu olduğunun tespitine” karar verilmiş, bu ikinci karar, davalının temyizi üzerine Yargıtay"ca “davalının kusurunun bulunmadığı belirtilerek , bu yönde karar verilmesi gerektiğinden” bahisle 12.10.2010 tarihinde yine bozulmuştur. Bu bozma kararına karşı ölen davacının mirasçıları karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.
Boşanma davası devam ederken ölen davacının mirasçılarına , davalının kusurunun tespiti için davaya devam etme hakkı tanıyan Türk Medeni Kanununun 181. maddesinin (2.) fıkrasındaki “davacının” ve “davalının” sözcükleri Anayasa Mahkemesi"nin 21.1.2010 tarihli 2008/102 esas 2010/14 karar sayılı kararıyla iptal edilmiş, iptal kararı 22.10.2010 tarihli 27737 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanmıştır. Yüksek Mahkeme , iptal kararında “iptal nedeniyle hukuksal boşluk doğacağını" kabul etmiş ve meydana gelecek hukuki boşluğu kamu yararını ihlal edici nitelikte görerek yeni yasal düzenleme yapılması amacıyla , iptal hükmünün , kararın Resmi Gazete"de yayınlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe gireceğine karar vermiştir.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda , Yasama Organının erteleme süresi içinde yeni yasal düzenleme yaparak iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu doldurması Anayasa gereğidir. (Anayasa m. 153/4) Ne var ki, erteleme süresi içinde Yasama Organınca yeni bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı , yapılması halinde de, iptale doğan hukuki boşluğun ne şekilde doldurulacağı bu aşamada bilinmemektedir. İptalle doğan hukuksal boşluk erteleme süresi içinde doldurulmadığı takdirde kararın yürürlüğe girdiği andan itibaren ölenin mirasçılarına tanınan davayı takip hakkının yasal dayanağı kalmamış olacaktır. Bu süre içinde Yasama Organının tasarrufta bulunması halinde ise uyuşmazlık , getirilecek olan ancak bu aşamada bilinmeyen yeni düzenlemeye göre çözülecektir. O nedenle, erteleme süresinin eldeki davada “bekletici sorun” yapılması gerekir. Bu bakımdan davacıların karar düzeltme isteğinin bu sebeple kabulüne , Dairemizin bozma kararının kaldırılmasına, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğünün ertelenmesi karşısında bu durumun bekletici sorun yapılmak üzere kararın bozulmasına karar verilmelidir.