
Esas No: 2014/695
Karar No: 2014/7547
Karar Tarihi: 03.04.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/695 Esas 2014/7547 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Tire 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :17.09.2013
No :2007/515-2013/537
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
1981/1 ve 1982/1 dönemlerinde 134780.35 nolu davalı işyerinden adına kısmi bildirim ve prim ödemeleri gerçekleştirildiği belirgin olan davacı S.. A.."in, 1970-1990 yılları arasında davalı işyerinde hizmet akdine dayalı olarak gerçekleşen ve Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespiti istemli olarak 25.12.2007 tarihinde açtığı işbu davada Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 31.12.1972-31.12.1990 tarihleri arasında 1542 günlük eksik bildirim hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79. maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak (5) yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup, anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Fıkrada öngörülen hak düşürücü süre uygulamasında, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak (5) yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, 31.12.1990 tarihinden itibaren (5) yıl içerisinde açılmayan işbu davada, davacının 08.12.1980 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı yönünde hakkında işe giriş bildirgesinin düzenlendiği mahkemece kabul edilmekle birlikte, bahse konu işe giriş bildirgesinin dosyada mevcut olmadığının anlaşılması karşısında, anılan işe giriş bildirgesinin dosyaya celbedilerek, yöntemince düzenlenerek yasal hak düşürücü süre içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"na verilmiş işe giriş bildirgesi olduğu sonucuna varılacak olursa, davacının davalı işyerinde çalışmaya başladığı tarih (08.12.1980) öncesine ilişkin istemin hak düşürücü süreye uğradığının gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde Kurum haricindeki davalılara iadesine, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.