Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4965
Karar No: 2019/6716
Karar Tarihi: 27.03.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/4965 Esas 2019/6716 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/4965 E.  ,  2019/6716 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; davalının 29.08.2014 tarihinde ...Kolejinde Almanca öğretmeni olarak 01.09.2014-01.09.2015 tarihleri arasında çalışacağına dair iş sözleşmesi imzaladığını, davalının 16.10.2007 tarihinden beri ...Kolejinde çalıştığını, öğrenim yılı ortasında 23.09.2014 tarihinde istifa etmek suretiyle iş akdini haksız ve tek taraflı olarak feshettiğini, iş akdinin "fesih ve sözleşmenin yenilenmesi" başlıklı 9.maddesinin b fıkrasında, sözleşmenin bitiminden önce sözleşmeyi haksız olarak fesih eden tarafın karşı tarafa sözleşme bitim tarihine kadar olan aylık net ücret üzerinden hesaplanacak tazminatı ödeyeceğinin düzenlendiğini, bu madde uyarınca davalının şirketlerine onbir aylık tazminat tutarını ödemesi gerektiğini, davalının öğrenim yılı ortasındaki bu haksız istifası nedeniyle şirketlerinin çok zor duruma düştüğünü, bu nedenle iş akdinin 9/b maddesi uyarınca haksız fesih tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, dava konusu sözleşmenin tek taraflı olarak değil, sözleşmenin 9/e bendinde belirtilen koşullara göre ...Koleji Kurucu temsilcisi... ile istişare edilerek karşılıklı olarak fesih edilmesinin talep edildiğini, buna göre davacı şirket tarafından 22.09.2014 tarihinde SGK işten çıkışının yapıldığını, 19.09.2014 tarihinde yapılan MEB öğretmen atamalarında ... ilinde bir okula ilk atamasının gerçekleştirildiğini, işlemlerini hızlandırmak amacıyla atamayı gerekçe göstererek 23.09.2014 tarihinde ayrılma dilekçesi verdiğini, davacı şirketin herhangi bir zararının olmadığını, istifa dilekçesi vermeden önce işverenin SGK dan çıkışının yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davalının sigorta çıkışının 22.09.2014 tarihinde verildiği, davalının iş sözleşmesinin iptaline ilişkin dilekçesini 23.09.2014 tarihinde verdiği, bu durumun davalının sözleşmenin karşılıklı anlaşma nedeniyle sona erdiği iddiasını doğrular mahiyette olduğu, karşılıklı anlaşma nedeniyle sözleşmenin sona erdirilmesi nedeniyle davacı tarafın sözleşmede kararlaştırılan cezai şart alacağını talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-İş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şartın koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Cezai şart öğretide, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmıştır. (...Türk Hukukunda Cezai Şart, ... 1963)
    Cezai şart, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 179-182. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, İş Kanunlarında konuya dair bir hükme yer verilmemiştir. İş hukuku açısından Türk Borçlar Kanununun söz konusu hükümleri uygulanmakla birlikte, Dairemizce bazı yönlerden İş hukukuna özgü çözümler üretilmiştir. İş hukukunda “İşçi Yararına Yorum İlkesi”nin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir. Hizmet sözleşmeleri açısından cezai şartla ilgili olarak 818 sayılı Yasada açık bir hüküm bulunmaz iken, Dairemizin uygulamasına paralel olarak; 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 420. maddesi “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.” hükmünü getirmiştir. Bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir.
    Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz.
    İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez. İşçiye verilen eğitim bedeli kadar cezai şartın karşılığı bulunmakla eğitim karşılığı cezai şart hükmü belirtilen ölçüler içinde geçerlidir.
    Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir. Ancak, sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın geçerli olabilmesi için, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olması zorunludur. Asgari süreli iş sözleşmelerine de aynı şekilde hükümler konulması mümkündür.
    Türk Borçlar Kanunu"nun 182/son maddesinde ise fahiş cezai şartın hâkim tarafından tenkis edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. İş hukuku uygulamasında işçi aleyhine cezai şart düzenlemeleri bakımından konunun önemi bir kat daha artmaktadır. Şart ve ceza arasındaki ilişki gözetilerek, işçinin iktisadi açıdan mahvına neden olmayacak çözümlere gidilmelidir. İşçinin belli bir süre çalışması şartına bağlanan cezalardan, sözleşme kapsamında çalışılan ve çalışması gereken sürelere göre oran kurularak indirime gidilmelidir.
    Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında düzenlenen 29.08.2014 tarihli iş sözleşmesinin 9.maddesinin b bendi; "Sözleşmenin başlama tarihinden sözleşmenin bitim tarihine kadar geçecek süre içinde 4857 sayılı İş Kanununda sayılan haklı nedenler dışında ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak sözleşmeyi fesheden taraf, fesih tarihinden sözleşme bitim tarihine kadar olan aylık net ücretin toplamını karşı tarafa nakden ve defaten ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder. ", aynı maddenin e bendi ise; "Sözleşmesi devam eden eğitim personeli, Yönetim Kurulunca kabul edilecek zorunlu bir sebeple, sözleşmesinin süresi dolmadan feshini isteyebilir. Bu tür feshe gerekçe olan zorunlu sebebin haklılığının Yönetim Kurulu"nca kabulü halinde, Kurum tarafından herhangi bir tazminat ödenmeyeceği gibi, talep edilmesi de söz konusu olmayacaktır. Ancak bu doğrultuda yapılmış herhangi bir uygulama, başka talepler için örnek ya da kazanılmış hak niteliği taşımayacaktır.” şeklinde düzenlenmiştir.
    Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede belirlenen cezai şart karşılıklı olduğundan geçerlidir. Dosya içeriğine göre, davacı 23.09.2014 tarihli dilekçesi ile, 19 Eylül 2014 Cuma günü Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan öğretmen atamaları sonucunda bakanlık kadrolarına atanması sebebi ile sözleşmesinin iptal edilmesini talep etmiştir. Her ne kadar davalı işçi iş sözleşmesinin tek taraflı olarak değil karşılıklı anlaşma nedeniyle sona erdiğini savunmuş ise de, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin yukarıda belirtilen 9/e maddesinde sözleşmesi devam eden eğitim personelinin Yönetim Kurulunca kabul edilecek zorunlu bir sebeple, sözleşmesinin süresi dolmadan feshini isteyebileceği düzenlenmiş olup, dosya kapsamına göre Yönetim Kurulunca kabul edilecek zorunlu bir sebep olduğu hususu yöntemince ispatlanamamıştır. Sosyal güvenlik kurumu kayıtlarına göre işten çıkış işlemlerinin davalının iş sözleşmesinin iptaline ilişkin dilekçe tarihinden bir gün önce yapılmış olması tek başına bu hususun ispatı için yeterli değildir. Açıklanan nedenlerle, cezai şart tazminatının makul bir indirime tabi tutularak hüküm altına alınması gerekirken talebin yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi