11. Ceza Dairesi 2017/3533 E. , 2019/5495 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığa yüklenen suçtan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan ve 24.05.2011 havale tarihli dilekçe ile katılma talebinde bulunan ve mahkemece bu talebi hakkında herhangi bir karar verilmeyen şikayetçi Maliye Bakanlığı adına hazine vekilinin, 5271 sayılı CMK"nin 260/1. madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu kabul edilip, aynı Kanun"un 237/2. maddesi uyarınca şikayetçinin davaya katılan olarak kabülüne karar verilerek yapılan incelemede;
1- Sanık hakkında 2007 takvim yılında sahte fatura kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasında; UYAP üzerinde yapılan kontrolde, sanığın yetkilisi olduğu aynı şirket hakkında 2007 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/1637 Esas ve 2011/664 Karar sayılı dosyası ile yargılama yapıldığı, dosyanın 21. Ceza Dairesinin 2016/1623 Esas sırasına kayıtlı olarak temyiz incelemesinde onandığı anlaşılmakla, sanığın aynı takvim yılında başka mükelleflerce düzenlenen sahte faturaları kullandığına ilişkin tespitin yeni bir suçu oluşturmayıp, zincirleme suç içinde değerlendirilmesi gerekeceği cihetle; mükerrer yargılama yapılmaması ve eylemlerin zincirleme suç içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi açısından, söz konusu dosya ile varsa aynı şirket ve aynı yıllara ilişkin diğer dava dosyalarının da duruşmaya getirtilip incelenmesi, mümkün olması halinde davaların birleştirilmesi, aksi durumda davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınmasından sonra sanığın eylemlerinin zincirleme suç niteliğinde olup olmadığı veya mükerrer dava açılıp açılmadığının belirlenmesi ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
2- Sanığın savunmalarında faturalardaki malların gerçek alışveriş karşılığı düzenlendiğini, faturaların kullanıldığı dönemde şirkette yaklaşık 60-65 kişinin çalıştığını, çalışanların yeme, içme ve temizlik gibi ihtiyaçlarını karşıladıklarını, söz konusu faturaların da bunlara ilişkin olduğunu ve ödemeleri peyder pey elden ödediklerini belirtmesi; dosya arasında faturalara ilişkin bir kısım tahsilat makbuzları, sevk irsaliyeleri, çek ve banka ekstrelerinin bulunması; mahkemece suça konu faturaları düzenleyen şirketler hakkında düzenlenen karşıt inceleme raporları ile bir kısım şirket yetkilisi hakkında sahte fatura düzenlemekten açılan davalara dair belgelerin de dosya arasına alındığının ancak bu şirket yetkilileri hakkında açılan davaların akıbetinin araştırılmadığının anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu faturaları düzenleyen şirketlerin tümüne ilişkin bu şirketlerin yetkilileri hakkında sahte fatura düzenlemekten dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyalarının getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, gerekirse karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması; suça konu faturaları düzenleyen şirket yetkilileri de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak düzenlediklerinin sorulmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabule göre;
a) Suça konu faruraların katma değer vergisi ve kurumlar vergisi indiriminde de kullanılmalarından dolayı suç tarihinin 26/04/2008 olduğu ve 08.02.2008 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesiyle değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 359/b-l maddesi gereğince hapis cezasının alt sınırının 3 yıla yükseltildiği gözetilmeden temel cezanın 18 ay hapis olarak uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
b) Suça konu faturaların katma değer vergisi ve kurumlar vergisi indiriminde kullanılmış olmaları nedeniyle "26.04.2008" olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığına "01.05.2008" şeklinde yanlış yazılması,
c) Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53/3. maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendindeki hak yoksunluğunun uygulanamayacağının gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin, katılan vekilinin ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.06.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.