Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15957
Karar No: 2019/1862
Karar Tarihi: 04.03.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15957 Esas 2019/1862 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, müvekkilinin sulamada kullandığı kaynak suyunun davalının yol yapım çalışmaları sırasında kurutulduğunu ileri sürerek suya vaki müdahalenin önlenmesiyle tazminata hükmedilmesini istemiştir. Ancak mahkeme, idari yargı yerleri görevli olduğundan dava dilekçesinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili bu kararı temyiz etmiştir. İdari dava türleri sayılan kanun maddelerine göre, idari eylem ve işlemlerden doğan zararların tazmini için açılan bir davanın idari yargı yerinde görülmesi gerekir. Suya elatmanın önlenmesi davası kesinleştiğinden, zararla ilgili bulunan davaların özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, mahkemenin yargı yolu bakımından görevsizliğine karar vermesi hatalıdır ve karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 2/1 maddesi.
14. Hukuk Dairesi         2016/15957 E.  ,  2019/1862 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.04.2016 gününde verilen dilekçe ile tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 909 ve 904 parseli sulamada kullandığı kaynak suyunun, davalının yol yapım çalışmaları sırasında kurutulduğunu ileri sürülerek suya vaki müdahalenin önlenmesi ile tazminata hükmedilmesini istemiştir.
    Mahkemece, tazminat talebi yönünden tefrik kararı verilerek yargılamaya devam edilmiş ve tefrik edilen dava yönünden davanın çözümünde idari yargı yerleri görevli olduğundan yargı yolu bakımından dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, suya elatmanın önlenmesi nedenine dayalı tazminat isteğine ilişkindir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri sayılmıştır.
    Bu hükme göre, idari davalar; idari işlemler hakkında açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardan ibarettir.
    Gerçekten, idari eylem ve işlemlerden dolayı zarar gören kişiler tarafından açılacak "tam yargı" davaları idari yargı yerinde görülür ve çözümlenir.
    İdari eylem, kamu idare ve kurumlarının kamu görevine ilişkin, idare hukuku kural ve gereklerine göre yaptığı olumlu veya olumsuz davranış ve fiillerden ibarettir.
    İdari işlem ise, idari kanunlara dayanılarak yapılan muamelelerdir.
    İdarenin eylem ve işlemleri, onun kamu hukuku alanındaki kamu gücüne (kamu otoritesini) kullanarak, idare hukuku kural ve gerekleri uyarınca yaptığı faaliyetlerin, hukuki ve maddi hayattaki görünümleridir.
    Kamu tüzel kişilerinin, kamu hizmetlerine ilişkin olmakla beraber özel hukuk kuralları altında, özel hukuk tüzel kişisi gibi yaptığı eylem ve işlemler ise özel hukuk alanına ilişkin olduğundan, bunlar idari eylem ve işlem olarak nitelendirilemezler.
    Somut olayda; mahkemece, tazminat talebi yönünden tefrik kararı verilmeden önce yapılan yargılama sonucunda suya elatmanın önlenmesine ve tazminat talebinin tefrikine karar verildiği, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/9571 Esas, 2018/1497 Karar sayılı ilamı ile onanması ile karar düzeltme talebinin de reddine karar verilerek hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak tesis edilmiş bir işleme karşı ya da bu nitelikteki işlem ve eylemlerden doğan zararların tazminine yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun 2/1 maddesinde sayılan idari davalardan biri açılmadığı gibi kamu hizmetinin yasa ile idareye görev olarak verilmiş olması, bir ayni hakka yapılan müdahalenin önlenmesi için açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi için yeterli sayılmaz.
    Belirtilen duruma göre; her ne kadar, suya elatmanın önlenmesi ile tazminat talebinin birlikte görülmesi gerekir ise de; suya elatmanın önlenmesi davasında verilen karar kesinleşmiş olduğundan, davacıların kadimden beri yararlandıklarını ileri sürdükleri suya, davalı tarafından yapılan müdahale sonucu meydana gelen zarara yönelik bulunan davanın haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesinin gerekeceği açıktır.
    Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gereğince, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine, bu nedenle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz hususlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    04.03.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi