8. Hukuk Dairesi 2017/308 E. , 2017/1613 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının 19.400,00 TL asıl alacak ve 11.719,25 TL işlemiş faiz yönünden kaldırılmasına, davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı 25.11.2008 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmelerine dayanarak 19.09.2014 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 20.370,00 TL kira alacağı ve 12.262,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.632,74 TL"nin tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 25.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 30.09.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, ödeme tarihi ve itiraz süresi belli olmayan örnek 13 ödeme emrinde belirtilen borcu ve faizi kabul etmediğini, ayrıca alacaklı kurumdan 22.09.2014 tarihinde kira borcunun yapılandırılması isteminde bulunduğunu ileri sürerek borcun tamamına ve faize itiraz etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlunun 2010 yılı 4. ayından 2011 yılı 12. aya kadar olan kira bedellerini ödemediğini, davalının itiraz dilekçesinde belirttiği yapılanmanın kira borçlarını kapsamadığını, davalının birikmiş kira borçlarını taksitler halinde ödemeye yönelik herhangi bir talebi de olmadığını, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davalının itirazının kaldırılmasına ve davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davacı tarafça tarafına tebliğ edilen ödeme emrinde 7/30 günlük sürelerin yazmadığını, yasal koşulları içermeyen bu ödeme emrinin hukuki sonuç doğurmayacağını, bu nedenle davanın usul yönünden reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, kira borcunun ödendiğine ilişkin borçlu tarafından İİK"nun 269/c maddesinde yazılı ödeme belgelerinden hiçbirinin ibraz edilmediği, kira borcunu ödemede ispat külfetinin borçluda olduğu, gerekçesiyle ve bilirkişi raporu doğrultusunda borçlu itirazının asıl alacak olan 19.400,00-TL ile işlemiş faiz olan 11.719,25-TL açısından kaldırılmasına, davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesine karar verilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davacı ve davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 25.11.2008 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmeleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu 10 nolu dükkan kira bedeli 460,00 TL, 11 nolu dükkan kira bedeli 510,00 TL olup, her iki kira sözleşmesinde de kira bedelinin her ayın ilk 5 gününde ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesi ile, 2010 yılı 4.ayından 2011 yılı 12.aya kadar olan kira bedellerinin ödenmediğini bildirmiş ve takip talebi ile 21 aylık kira alacağı 20.370,00 TL"nin tahsilini istemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile; dava konusu her iki taşınmaz için 25 Nisan - 25 Aralık tarihleri arası döneme ilişkin 20 aylık kira alacağı ve işlemiş faiz hesaplanmış olup, sonuç olarak toplam kira alacağının 19.400,00 TL işlemiş faizinin de 11.719,25 TL olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda yirmi aylık kira alacağı karşılığı 19.400,00 TL ile işlemiş faizi 11.719,25 TL üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu durumda Mahkemece davacının talebi göz önüne alınarak 21 aylık kira alacağı ve faizinin hesaplattırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı değerlendirme yapılarak eksik kira bedeli üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru değildir.
3-Davalının tahliyeye ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Davada dayanılan icra dosyasında bulunan Örnek 13 ödeme emrinde yedi günlük itiraz süresi ve otuz günlük ödeme sürelerinin elle sonradan yazıldığı, davacının dava dilekçesine eklediği ödeme emrinde ise itiraz ve ödeme süresi kısımlarının boş olduğu, bunun da davalının itiraz dilekçesinde ve dava sırasında ileri sürdüğü iddialarını teyit ettiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 269/1 .maddesinin göndermesi ile 6098 sayılı Borçlar Kanunu"nun 315. maddesinde yer alan yasal ödeme süresi olan 30 günlük sürenin borçluya verilmemesi durumunda tahliye istenemez. Bu durumda davalının temerrüdü gerçekleşmemiş olup, tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla Geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nun 428 ve İİK.nun 366. maddesi uyarınca kararın tahliyeye ve alacağa yönelik olarak BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın temyiz edene iadesine, 13/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.